menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Emri bil maruf, nehyi anil münker!

137 0
latest

(Âl-i İmrân 104)’de bize denir ki, “Ey iman edenler! İçinizden marufa (bilinen/bildirilen, iman ettik dediğiniz ya da söz verdiğiniz “Galu bela” da “evet” dediğiniz, meşru olan bir şeye) çağıran, iyiliği emredip Münker’i (Reddetmeyi kabul ettiğiniz, meşru olarak “hayır” dediğiniz, her şeyi) yasaklayan seçkin bir topluluk bulunsun. İşte onlar, doğru ve kalıcı işler yapıp kurtuluşa erenlerin ta kendileridir”.

Bakın, Fırka-i Naciye bir tarikat ve mezhep değil, müteşabih konularda farklı görüşlere sahip olsalar da, Aynı Allah'a, Resulüne, kitaba iman eden ve onun gereklerini yerine getiren kişilerden oluşan karma bir topluluktur. Onlar Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olanlar, diğer Müslümanları kardeşleri bilen kişilerden oluşur. Onlar insanları, kendi mezhep ve tarikatlerine değil, Allah’a, resulüne ve kitaba çağırırlar. Onların işleri istişare ve şura iledir. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana, zalime karşıdırlar. Bir kavme olan düşmanlıkları bile o konuda onları adaletsizliğe sevk etmez. Onlar “adil şahid” ve “el emin”dirler. Başkaları onların ellerinden, dillerinden yapıp ettiklerinde dolayı emindirler. Tabi (Tevbe 75-76)’da haber verildiği gibi “Onlardan kimi de: ‘Eğer Allah bize lütfundan verirse mutlaka sadaka vereceğiz ve salihler’den olacağız’ diye Allah’a söz vermişti. Ama Allah, lütfundan onlara verince, onda cimrilik ettiler ve sözlerinden dönüp yüz çevirdiler” gibi söz verip sözlerinde durmayanlardan olmamak gerek.

Müslümanın marufu nedir?
Allah, kitap ve resuldür.
Bir de bu esaslara aykırı olmamak üzere verdiği sözdür. Ya da onun zati özellikleridir.
Bu ayete bakarak aslında mesela Şeker hastası olduğunu bildiğimiz bir kişiye Şeker yedirmek haramdır.
Alerjisi olduğunu bildiğimiz kişiye, o allerjisini tetikleyecek bir fiil de haramdır.
“Bizden olan ulûl emr” dediğimiz, yetkisini bizden alan, bizim denetlediğimiz, bize hesap veren, bizim hak ve hukukumuzu, malımızı, canımızı, namusumuzu, akıl-inanç ve neslimizi korumak üzere, buna mebni olmak üzere bir kural koyarsa ona uymamız gerek. Bu anlamda Maruf’u emr, yani bilinen bir uygulama olarak kırmızı ışık yanarken geçmemek, geçeni uyarmak, hatta cezalandırmak da “Maruf’u emr” olarak değerlendirilebilir.
Evet, Müslüman bir kişi, yasalar izin verse de, domuz yemez, yiyemez, şarap içmez, içemez, Riba da öyle, Allah'a verdiği söze sadık kalmak zorundadır. Bu onun Marufudur. Riba’yı reddettiği, Şarap içmeyi ve domuz yemeyi reddettiği için bu onun münkeridir.

Bu disiplini mesela bir Hindu’ya İnek etti yedirmemek şeklinde de yorumlamak mümkün.
Çünkü onun Maruf’u inek eti yememektir. Ona marufuna uymayı emredebiliriz. Kutsalına ihanet eden bir kişi, her şeye ihanet edebilir zira. Hindu’ya inek eti yedirmek aynı zamanda Münker’dir. Onun reddettiği bir şeye onu yapmaya zorlamak bu hüküm........

© Haber Vakti