Çözümün adresi Siyaset mi?
Çözümün adresi siyaset mi, ahlak mı, adalet mi? Biz ahlakta n başlayalı, adalet ondan sonra gelir. Önce neyi HAK ettiğimize bakmak gerek, Adalet Hakk’ı koruyan düzendir. Ahlak ise Hak ve Hakikate açılan kapıdır. Gazabı hak eden bir toplum için Adalet ceza vesilesidir.
Sadece İmamoğlu/Özel dönemi sona ermiyor, aslında CHP’nin de sonu geliyor gibi. Sadece CHP’nin değil, bugünkü siyasetin, siyasi partilerin de sonu geliyor gibi.
Eskiden beri Türkiye’de sivil toplum çok zayıftı, vakıf, dernek, sendika, odalar filan sivillikleri tartışılırdı. STK’lar ya siyasetin arka bahçesinde konumlandırılır ya da siyasete sıçramak için tramplen tahtası olarak kullanılırdı. MGV ya da Ülkü Ocakları, TÜRGEV, KADEM, TUGVA STK mı? BÇG ya ADD STK kabul edilebilir mi? SİVİL OLMAK, “Siyasal olmamak” demek değil mi? Siyaset STK’ları da yuttu, Cemaat yapılarını da. Ve bunlar da siyasetin midesine oturdu. Ne STK’lar oradan çıkabiliyor ne de siyaset onları orada eritebiliyor.
Bu durum sadece sağ, milliyetçi, muhafazakâr dedikleri kesim için geçerli değil. Mesela CHP, Alevi, Kızılbaş, Bektaşi, Nusayri cemaatler ve onların vakıflarından, derneklerinden beslenir. Milliyetçisi ya da DEM fark etmiyor. DEM içinde kaç tane cemaat var. Tek parti, çok, parti, darbe dönemleri dernek bu günlere geldik. Başkanlık sisteminde koalisyon olmayacak zannediyorduk, artık koalisyonlar seçim ittifakı şeklinde, seçimden önce kuruluyor, bir kaydı da yok, dahası muhalefet de koalisyonla ayakta kalabiliyor. Yetkiler tek elde toplanınca, kuvvetler ayrılığı prensibi de rafa kaldırıldı sanki. M. Kemal ve tek parti dönemindeki “Monarşik Cumhuriyet”e geri döndük sanki.
İmamoğlu iddianamesinde CHP’ “suç örgütü” olarak tanımlanıyor. Hatta İmamoğlu ajanlıkla suçlanıyor. Bununla beraber partinin kapatılması talebi de var. Bu gerçekleşir mi bilmem ama, her şey mümkün ve hiçbir şey olmayabilir. Tabi böyle bir durumda CHP milletvekillerinin, parti yöneticilerin durumu ne olur onu da bugünden tahmin etmek kolay değil. Bu olursa hemen bunun yanında İş Bankası’na da kayyum atanabilir. İş Bankası davası daha birçok tartışmayı ve davayı beraberinde getirecektir. İş Bankasının iştirakleri, İş bankasının ortaklık yapısı, Hilafet fonundan, Osmanlı İttihad-ı Milli ve Afyon Terakki Bankasından aktarılan paralar, örtülü ödenekten aktarılan paralar, CHP teşkilatlarından toplanan paralar. İş Bankası davası İmamoğlu davasından daha basit bir dava olmaz.
Bana kalırsa CHP’nin bu saatten sonra ayakta durması zor. CHP’den 3 parti çıkabilir. CHP tabanı bu şoku atlatabilmesi için biraz zamana ihtiyaç var. CHP konusunda dışarıda da tartışma konusu olacağa benziyor. CHP zaten kadrosunu kaybetmişti. İmamoğlu ve Özel ikilisinin başını çektiği CHP ne eski CHP olabilir ve bu yapıdan yeni bir CHP’de çıkmaz. Zaten hukuken de bu mümkün olmayacaktır. Yeni bir “Cumhuriyet Partisi” kurulamaz. Bu gerçek anlamda bir dönemin sonu olur. Kemalizm’in “resmî ideoloji” olarak siyaseten temsili de artık bu şekilde sona ermiş olur.
Şimdi CHP’den 30 Milletvekili istifa ederek ülkeyi ara seçime götürme hesabı yaparken birileri de, sahte diploma tartışması üzerinden sahte diplomalı........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein