5’li çete
“5 Çete” tanımlaması, ilk kez Genç Siviller tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi 5 üyesi için kullanıldı. Bunlar: ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve SSCB/Rusya idi. Ve tabii, hepsinin derununda gizli bir de Siyonizm ve Haçlı zihniyeti olduğu iddia ediliyor.
Bugün artık “5’li çete” deyince başka şeyler akla geliyor ama hepsinin derunundaki o iki şeytani yapı aynen varlığını koruyor.
Mesela, 5 büyük mafya örgütü de bir “5’li çete”dir. Hemen, çok partili yönetimle idare edilen ülkelerdeki ilk 5 partiye dikkat! Politik oligarklar da kendi aralarında örtülü bir ittifak oluşturmuş olabilirler. Birçok ülkedeki en büyük 5 holding'e de bakmak gerekir. Onlar da çeteleşmiş olabilir.
Global Reset’le birlikte hareket eden uluslararası 5 örgüt, milli servetin büyük bir bölümünü elinde tutan 5 zengin, 5 büyük sosyal medya şirketi, hepsi de bu tanıma uygun olabilir.
Siyaset ve bürokrasiyi bir şeytan üçgeninin içine hapsederseniz, üçgenin her bir köşesine duruma göre üçlü grupları yerleştirebilirsiniz.
İster Yasama–Yürütme–Yargı deyin, ister Sermaye–Mafya–Medya deyin, ister Akademi–Cemaat–Sivil Toplum deyin… Bunlara ister çete deyin, ister oligark deyin, ister derin güçler deyin, artık metastaz yapmış kanser hücreleri gibi her yerde varlar. Bu yapı, karadelik gibi her şeyi içine çekiyor ve kendine dönüştürüyor.
İsterseniz bu yapıyı örümcek ağı gibi düşünün. Üçgenin her üç ucunda, onlar da kendi aralarında üçlü yapılar oluştursunlar. Bu yapılar, siyaseti de ekonomiyi de esir aldı.
Eskiden “israf ekonomisi”nden söz edilirdi; şimdi ise yolsuzluk ekonomisinin yolunu bulduğu, başlı başına bir sektör hâline geldiği bir dönemden geçiyoruz. “Kefilimizin kefili karaborsa.” Her şeyin borsası var artık — yargının bile! Yüksek lisans, doktora tezlerinin de borsası var. Diploma satan akademik borsa da…
Fuhuş, uyuşturucu, kumar, rüşvet… Bugün en büyük borsa bunlar.
Geçen gün akademisyen bir arkadaşla konuşuyordum. “Yapay zekâ, Türkiye’nin en büyük akademik sahtekârlık örgütünü ortaya çıkardı,” dedi. “Nasıl?” dedim. O da başladı anlatmaya:
Akademilerde “Yapay Zekâ Dönemi” başladı. Artık hiçbir suç ve yasa dışı oluşum gizlenemiyor. Yapay zekâ destekli bir analiz programı kullandım. Asimetrik bir sorgulama yaptık. Bu araştırmayı yaparken bu konuda uzman arkadaşlardan da destek aldım.
İlk tespitlerimiz, bu yolsuzlukların ülke genelindeki birçok üniversiteye sızmış olduğu yönünde. Çok merkezli bir akademik sahtekârlık ve kadrolaşma örgütü söz konusu. Bu örgütün en aktif ve merkezi hücrelerinden birinin, güneybatı bölgemizde bir sahil şehrimizdeki bir üniversite olduğu görülüyor.
Bakın, buralardan hâkim, savcı, ziraat mühendisi, doktor, veteriner, ilahiyatçı yetiştiriliyor. Bu kadrolar ve yapılarda yetiştirilen insanlardan ne hayır bekleyebilirsiniz ki?
Hadi bu suç örgütüne bir de isim bulalım: ÇMASÖ (Çok Merkezli Akademik Sahtekârlık Örgütü). Bu örgütün, üniversite olan her ilde bağlantılı olduğu kişiler var. İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Muğla, Edirne, Iğdır, Artvin, Trabzon, Diyarbakır, Kayseri fark etmiyor.
Tabii, örgütün aktivitesinin yoğunluğu dönemsel olarak, fakülte bazında, toplam sayısal ve........
© Haber Vakti
