menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

19 Mayıs 1919

352 4
19.05.2025

Bandırma Vapurunun Samsuna varış tarihi Hicri tarihe göre 29 Receb 1337 olması gerek. Bu tarihin Miladi Karşılığı 19 Mayıs 1919. Burada 2 sorun var, önce o tarihte Osmanlı’da kullanılan resmi iki takvim var, Hicri takvim, ve devletin mali işlerinde kullanılan Rumi takvim. Niye Miladi Takvimle bir tarih tesbit ediliyor?. Burada ayrıca 2. bir sorun var, Hicri/Kameri takvimine göre, yeni gün, gün batımı ile başlar. Yani günün son namazı akşam namazı değil ikindi namazı, ilk namazı sabah namazı değil, Akşam namazı’dır. Dolayısı ile Hicri takvimde gün değişimi de gün batımı ile başlar, gece saat 24.00’de değil. Bu konuda zaman zaman ciddi kafa karışıklıkları olmaktadır. Karaya çıkış sabah erken de, geliş saat kaçta idi, onu bilmiyoruz.

Takvim konusunda küçük bir not: Hicri Takvim, İslam dünyasında kullanılan, Ay’ın hareketlerine dayalı bir takvimdir. Rumi Takvim, Osmanlı döneminde kullanılan, Güneş esaslı ancak Hicri takvime dayalı bir takvimdir. Miladi Takvim, batıda kullanılan, Güneş esaslı Gregoryen takvimdir. Türkiye'de inkılabla Hicri ve Rumi takvimlerin yerine 26 Aralık 1925’de Miladi takvim kabul edildi. Cumhuriyetin modernleşme ve batılılaşma politikalarının bir parçası olarak gerçekleşen kanunla saat sisteminde de değişiklik yapılarak, Kemalistlerin "alaturka saat" dedikleri “Ezani Saat” yerine batılı saat sistemi “Alafranga saat” “Vasati saat” benimsenmiştir. Aslında Osmanlı da, 3 kıtaya yayılmış halklar ve dini topluluklar kendi takvimlerini kullanmakta özgürdüler. inkılablar, esasen yeni bir şey getirmemiş, uygulama olarak İslami olanın yasaklanması sonucunu doğurmuştur.

Yani 19 Mayıs’ta mı Samsuna vardılar bunu anlamak için, saat kaçta vardıklarına bakmak gerek. Hani Geminin seyir defterini bulabilsek oradan anlayacağız ama o da yok. Gemiyi hurdacıya verip söktürenler, seyir defterini de yok etmişler. Bu tarihi gemi 1925 yılında, Hüseyin İlhami Söker adlı bir hurdacıya satılmış, kaça satıldığı da belli değil. Aynı yıl, Haliç, Balat Köprübaşı Bereket Sokağı sahilinde, yaklaşık 4 ay içinde sökülerek hurda olarak yok edilmiş.. Bakar mısınız, Soyadı kanunun 21.6.1934’de çıktı, 9 sene sonra sonra adama SÖKER soyadını vermişler.

İngilizlerden habersiz gizlice gittikleri, pusulasının bozuk olduğu bir hikaye!. Zaten sahilden gidiyorlar. O zaman kıbleyi bulmak için, ya da atla yola çıkan, balık avlamak için tekneyle denize açılanlar, avcılar bir çok kişi zaten çantasında pusula taşırdı.

Bazı kaynaklar sabah 8.00 gibi Samsuna geldiklerini söyler. Giderken Sinop ve Amasra ve İneboluya uğrandı diyenler var, uğranmadı diyenler var. Gemide İngiliz Ajanı Mustafa Sagir de vardı, o Sinop'ta indi diyenler de var. Gemide kalabalık bir yolcu grubu var, motorlu araçlar ve yakın ikmal aracı filan da. Gemi İstanbulda çıkarken boğazdaki İngiliz komiserliği gemiye gelip, kontrol de yapar, gemi defterini mühürler. Zaten Samsun'da da İngilizler karşılayacaklardır. Karşılayanlar arasın da, tam bir ay önce Kars İslam Cumhuriyetini yıkan İngiliz subaylar da vardır. Anadolu topraklarındaki ilk Cumhuriyet budur ve bu devletin kurucu meclisi için, 18 yaşına gelen kadınlar ve erkekler oy kullanmışlardır. Parası, pulu, ordusu, hükümeti, meclisi, anayasası olan, başkanlıkla yönetilen parlamenter bir yönetimden söz ediyoruz. Öte yandan........

© Haber Vakti