Günümüz dünyasında “hissiyatla” değil, “kanıtla” karar almak her zamankinden daha önemli hale geldi. Ekonomiden kamu yönetimine, özel sektörden akademiye kadar uzanan geniş bir yelpazede artık ampirik temelli karar alma yaklaşımı, modern yönetim anlayışının merkezinde yer alıyor. Bu yaklaşım, gözleme, deneyime ve ölçülebilir verilere dayalı karar süreçlerini ifade ediyor. Kısacası, bir iddianın doğruluğu, kişisel kanaatlerle değil, kanıtların gücüyle sınanıyor.
Veri Çağında Akılcı Yönetim
Bilgi çağının en değerli kaynağı veridir. Ancak verinin tek başına anlamı yoktur; onu anlamlandıran şey, sistematik analiz ve bilimsel yöntemdir. Ampirik temelli karar alma, tam da bu noktada devreye girer. Kamu politikalarının, kurumsal stratejilerin veya yatırım kararlarının şekillenmesinde artık "ne düşündüğümüz" değil, "ne bildiğimiz" önem kazanıyor.
Örneğin, bir belediyenin toplu taşıma düzenlemesi yaparken vatandaş şikayetlerine ek olarak GPS verilerini, yolcu yoğunluk haritalarını ve karbon salım ölçümlerini analiz etmesi, klasik yönetimden ampirik yönetime geçişin bir göstergesidir. Benzer şekilde, bir özel şirketin pazarlama stratejisini oluştururken satış verileriyle birlikte tüketici davranış analizlerine başvurması, sezgisel tahminlerin ötesinde bilimsel doğrulamaya dayalı bir karar alma biçimidir.
Bu yönüyle ampirik temelli karar alma, sadece veriye erişmek değil; doğru veriyi doğru yöntemlerle yorumlamayı da içerir. Yanlış veya eksik analizler, karar süreçlerinde tıpkı yanlış reçeteler gibi tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Kamu Yönetiminde Yeni Dönem: Kanıta Dayalı Politikalar
Ampirik temelli karar alma, özellikle kamu yönetiminde son yıllarda giderek yaygınlaşan “kanıta dayalı politika yapımı” anlayışının temelini oluşturuyor. Bu yaklaşım, sosyal yardım sistemlerinden eğitim reformlarına, çevre politikalarından istihdam stratejilerine kadar pek çok alanda ölçülebilir sonuçlara dayalı karar........

© Haber Gündemim