menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BU YAZIYI YAZMAKTA GEÇ KALMAMALIYDIM

13 1
08.10.2025

Hayal edin bir anda biri tutup sizi hiç bilmediğiniz bir yere götürdü. Hatta gözlerinizi kapattı korkuyla kıvranırken bir anda sizi bir ormana aç-susuz ve yapayalnız bıraktı.

‎Ya da. . .

‎Hiç bilmediğiniz bir memlekette, bilmediğiniz bir mahalleye bıraktı.Paranız yok, tanıdığınız yok, aç-susuz.

‎O halinizi hayal edin. Önce bağırıp çağırırsınız, iletişim kurmaya çalışırsınız. Beden dilini kullanırsınız, sayısız alternatifler üretirsiniz, ağlar, üzülürsünüz ama bir şekilde çare bulursunuz.

‎Bunları yaşarken ki travmalarınızı bir düşünsenize. Aklınızdan neler neler geçiyor.

‎Peki bunu kendini asla anlatamayan, ifade edemeyen, yaptığı ve söylediği hiçbir şeyin anlaşılmadığı bir canlının kedi, köpek, tavşan, geyik ya da bir kuşun yaşadığını düşünün.

‎Sizi net duyuyorum...

‎”Ama onlar hayvan duyguları yok ki eninde sonunda unutur. “

‎Bunu söyleyenlere şunu soruyorum.

‎Sahibi başka bir kuşu sevdi diye onu kıskanıp gagalayan kuşun duygusu yok mu?

‎Yavruları alınırken tepki veren eğer mücadeleyi kazanamazsa, ağlayan kedi ya da köpeğin...

‎Sahibi ölünce mezarından ayrılmayan kedi, köpek, karga hatta atı hepimiz duymuşuzdur.

‎Ya da sahibi bir demire bağlayıp terk edip giden köpeğin, duygularını anlatırken, sesindeki acıya ve gözlerindeki yaşa sosyal medyada denk gelmişsinizdir.

‎(Oldukça dolaştı o video internette)

‎Ya da sahibi ile koptuktan yıllar sonra onu görünce mutlu olan hatta mutluluktan ne yapacağını bilemeyen goril, kaplan ve köpeği görmüşsünüzdür.

‎Yavrularına yaklaşanlara saldıran tavuk, kaz, ördek...

‎Tavuğuna karışanlara saldıran horoz...

‎Çok uzun oldu evet bilerek uzatıyorum.

‎Size bunu iyice........

© Günışığı Gazetesi