menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

NEDENLERİN İZİNDE (20)

8 1
23.07.2025

DEVLET MEMURUNA YAŞ SINIRI DA SİYASETÇİYE YAŞSIZLIK NEDEN?

Eskiden “bunama” denirdi bu hastalığa. Mahallede, aile içinde, toplumda bazen acıyarak, bazen hüzünle konuşulurdu bunayanın arkasından: “Yazık, ihtiyarladı artık, beyni sulandı aklı gidip geliyor…” Şimdi bunamanın havalı bir ismi var: “Alzheimer!” Kulağa sanki Batı’dan ithal edilmiş bir robot gibi geliyor: “Alzheimer 2028, olmadı 2033 model, belleği sıfır, hafızası formatlı, karar mekanizması bulanık olsa da idare eder!”

Ne diyelim? “Bunasa da götürmesini biliyor ya!” Bu hastalık yeni değil elbet, insanlık kadar eski. Ama etkisi ve yayılım alanı günümüzde bir başka boyutta. Alzheimer, eskiden çoğunlukla 70 yaş üzerindekilerde görülürdü, şimdilerde 65 yaş “risk eşiği” olarak kabul ediliyor. O yüzden, devlet aklı ne yapmış? Kamuda çalışanlara kanunla sınır koymuş: “65 yaşını geçtin mi? Eh yeter artık, teşekkür ederiz, dinlenmeyi hak ettin!” Nasıl dinlenme? Türkiye burası ya! O da ayrı bir sorun! Neyse… Niye böyle demiş devlet? Çünkü bu yaştan sonra görev bilinci, dikkat, muhakeme, refleksler, hafıza yavaşlıyor. Ama iş siyasi makamlara, milletvekilliğine, bakanlığa, hatta cumhurbaşkanlığına gelince aynı devlet aklı, kendini Alzheimer taklidi yapar gibi davranıyor: “Orası farklı... Orası halkın takdiri!”

Bakın, bir öğretmen 65 yaşına bastı mı, sınıfa alınmaz! “Çocuklara yanlış bir şey öğretir” diye Bir doktor 67’ye geldi mi, ameliyathanelerden nazikçe........

© Günışığı Gazetesi