menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TRUMP’IN ZAFERİ

15 8
15.07.2025

Siyaset sahnesi çoğu zaman inançlar üzerine kuruludur. Bir lider, bir ideale bağlanır. Halk, o ideali paylaşır. En azından öyle olması beklenir.

Ama işte Donald Trump bu kuralı yıkan, hatta inkâr eden bir figür.

“Trump hiçbir şeye inanmıyor. Bu yüzden kazanıyor.”

İlk başta saçma geliyor. Nasıl yani? Hiçbir şeye inanmayan bir lider mi? Üstelik kazanıyor mu?

Evet. Ve tam da bu yüzden güçlü.

Trump’ın siyaseti, aslında klasik anlamda bir siyaset değil. Bir fikir savunusu, bir ilkeler bütünü değil. Aksine, fikirlerden ve ilkelerden arınmış, neredeyse çıplak bir performans.

Bugün birini göreve atıyor, yarın onu kameraların önünde aşağılıyor.

Çelişki mi? Evet. Ama bu çelişki onun zayıflığı değil, gücü.

Çünkü Trump, kimseye sadakat göstermiyor.

Ve bu sadakatsizlik, onun kontrolsüz özgürlüğü.

Sigmund Freud: İnanmamayı Seçmek

Bu durumu açıklamak için biraz geriye, Freud’a gitmek gerekiyor.

Freud’a göre insanlar üç farklı şekilde gerçeklikle başa çıkar:

Bastırırlar, inkâr ederler ya da daha ileri giderler: İnanmamayı seçerler.

Trump bu sonuncu kategoriye giriyor.

O, gerçekliğe sırtını dönüyor. Ama farkında olmadan değil. Bilinçli olarak.

Bugün söylediğini yarın unutabiliyor.........

© Günışığı Gazetesi