Retorik ile Erotik Arasında: Bilinçdışının Politik İşgali
Söz yalnızca iletişim değildir.
Söz, bir harekettir.
Söz, ikna etmenin çok ötesinde, öznenin arzularını, korkularını ve tahakküm ilişkilerini sahneleyen bir güç gösterisidir.
Ve bu güç, Aristoteles’in Retorik için belirttiği gibi, sadece mantığa (logos) değil, duyguya (pathos) ve kişiliğe (ethos) da seslenir.
Ama tam burada, siyasetin en mahrem boyutuna dokunmuş oluruz: Arzuya.
Aristoteles’e göre retorik, “neyin ikna edici olduğunu anlamaktır.”
Ama retorik yalnızca aklı ikna etmez; bedeni de ikna eder.
Söz, yalnızca anlam taşımaz; bir çekim alanı yaratır.
İşte tam da bu noktada, retoriğin erotikle gizli ittifakı başlar.
Her politik söylem, bir duygulanım stratejisidir.
Halkı peşinden sürükleyen liderin etkisi, yalnızca doğru argümanlarla değil, doğru arzuları harekete geçirmesiyle ilgilidir.
Sevilmek ister. Arzu edilmek.
Güç figürüyle........
© Günışığı Gazetesi
