OSCAR’IN SESSİZ SANSÜRÜ
Hollywood denilince akla parıltı, glamour ve o meşhur altın heykelcikler gelir. Oscar törenleri, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın nefesini tutarak izlediği bir “sanat şöleni” olarak pazarlanır. Peki, gerçekten öyle mi?
Düşünürler Michael Hardt ve Antonio Negri, “İmparatorluk” (Empire) adlı o meşhur kitaplarında, günümüz dünyasında iktidarın artık bildiğimiz sınırlarla çalışmadığını anlatır. Bu yeni “İmparatorluk”, askeri güç veya ekonomik baskıdan çok daha incelikli bir yöntemle hükmeder: Kültürle… Hikayelerle… İşte Oscar da tam olarak burada devreye girer. Akademi, yalnızca “en iyi” filmi seçmez; aynı zamanda küresel izleyiciye “neyin meşru bir hikâye olduğunu” dayatır.
Ve tam da bu noktada, 1994 yapımı Léon: The Professional karşımıza çıkar. Luc Besson’un bu başyapıtı, gişede fırtına gibi esmiş, eleştirmenlerin övgüsünü toplamıştı. Peki ya Oscar? Tek bir dalda bile, en ufak bir umut ışığı göremedik.........
© Günışığı Gazetesi
