Bazen öyle bir duygu gelir ki insanın içini yakar ne bugüne aittir ne de tamamen geçmişe. Ama işin garibi, bugünü de yakar, geçmişi de daha da karanlık hale getirir. İşte tam burada devreye "intikam dürtüsü" giriyor — ya da Dr. James F. Masterson’un deyimiyle, "Talyonik dürtü". Adını belki duymamış olabilirsiniz ama yaşadığınızı çok iyi biliyor olabilirsiniz.

Masterson, Sınırda Kişilik Bozukluğu bağlamında bu dürtüyü anlatırken öyle derin bir noktaya parmak basıyor ki, ister istemez insan bir durup düşünüyor. Diyor ki: “Öç alma dürtüsü, haz alarak ve başkalarına yaşatılan acıyı yaşatarak intikam alma yönündeki en derin ve en eski insan dürtüsüdür.” Yani mesele sadece bir kızgınlık değil; geçmişin yarası bugün can yakmaya devam ediyor. Ama bu kez fail olmak üzere.

Kulağa korkutucu geliyor, değil mi? Çünkü öyle.

Ama buradaki en kritik fark şu: Bu dürtü, çoğu zaman bir bilinç tercihi değil, çocuklukta yaşanmış ve çözülememiş acıların, çaresizliklerin bugüne taşan yankısı. Özellikle de “sınırda çocuk” dediğimiz,........

© Günışığı Gazetesi