HZ. YUSUF’UN KUYUSUNUN BAŞINDA DURAN: İYİ KARDEŞ Mİ, SESSİZ RAKİP Mİ?
Kutsal metinler yalnızca ilahi olanı anlatmaz. Aynı zamanda insanda saklı duran, çoğu zaman söze dökülmeyen o gölgeleri de açığa çıkarır. Ve bazı hikâyeler vardır ki, hakikatin tam sınırında gezinir; bir adı geçmese de bir yüz belirginleşmese de oradadır. Yusuf’un kıssası böyle bir hikâyedir. Ama bu kez Yusuf’a değil, onun hikâyesinde kıyıda köşede kalmış bir isme, Yahuda’ya bakmak istiyorum. Çünkü bazen insanı ele veren şey, yaptığı değil, yapmadığıdır.
Yahuda’nın adını duyduğumuzda çoğu zaman aklımıza sadece bir an gelir: “Yusuf’u öldürmeyelim, onu İsmailîlere satalım.” Bu sözle onu hemen “kurtarıcı kardeş” olarak okumak kolay gelir bize. Oysa biraz durup düşündüğümüzde, bunun gerçekten bir merhamet mi, yoksa daha derin bir sessiz hesap mı olduğunu sormak gerekir.
Yakup’un on iki oğlu vardı ve içlerinden biri, İbrahim’in duasını taşıyacaktı. Yusuf, rüyasında güneşi, ayı ve on bir yıldızı kendisine secde ederken gördüğünde, bu rüya yalnızca bir çocuğun hayali değil, soyun yönünü belirleyen bir işaretti. Belki de kardeşleri bunu fark etti. Belki Yahuda da. Ve belki asıl sorun da buradaydı.
Tevrat, bu olayda sadece Yahuda’nın sesini verir. Kur’an daha temkinlidir: “İçlerinden biri dedi ki…” İsimsiz bir figür. Ama iki metni birlikte okuduğumuzda, o sesin Yahuda’ya ait olduğunu hissetmek zor değildir. Sessiz bir müdahale, kanlı bir oyunu engellerken başka bir planı devreye sokar: “Onu öldürmeyelim, ama ortadan kaldıralım.”
İşte tam burada başlar Yahuda’nın hikâyesi. Yusuf’u öldürmek istemedi belki, ama onu da yaşatmak istemedi. Rüyalarını boğmak istedi, hayatta kalıp unutulmasını tercih etti. Çünkü Yusuf öldüğünde bir şehit olurdu. Ama kaybolduğunda, sessiz bir hayal kırıklığına dönüşebilirdi.
Beni asıl düşündüren şu: Yahuda belki de en çok Yusuf’un kaderinden korkuyordu. Peygamberlik zinciri Yusuf’a geçerse, kendi yeri ne olacaktı? Belki de bu yüzden “acıması”, Yusuf’un geleceğini sessizce satmaktan ibaretti. Kardeşinin bedenini değil ama kaderini........
© Günışığı Gazetesi
