Düşünün… Bir ülkenin içinden değil, dışından gelen bir “lider” figürü. Ülkesinde yıllardır yaşamıyor, halkla doğrudan bir bağı yok ama bir anda dünya medyasında “halkın sesi” diye sunuluyor. Tanıdık geliyor mu? İranlı Rıza Pehlevi örneği bunun en canlı son hali.

İsrail’in son yıllarda kullandığı en ince psikolojik harp yöntemlerinden biri bu: Alternatif lider üretmek. Ama amaç, o liderin iktidara gelmesi değil. Asıl hedef, mevcut rejimin halkla kurduğu bağı zayıflatmak. Yani mesele birini parlatmaktan çok, öbürünü gölgede bırakmak.

Algılar Üzerinden Açılan Cepheler

İsrail’in güvenlik stratejisine baktığınızda artık sadece füze, tank, casus görmüyorsunuz. Zihinler de hedefte. 2006’dan sonra şekillenen Dahiyah Doktrini tam da bunu söylüyor: “Savaş sadece sahada değil, halkın beyninde de kazanılır.”

Örneğin İran’a karşı yürütülen bu savaşta önce halkın kafasında soru işaretleri oluşturuluyor. Rejim sorgulanıyor. Ardından bir figür öne çıkarılıyor: Rıza Pehlevi. Eski şahın oğlu, yıllardır ABD’de yaşıyor ama bugünlerde televizyon ekranlarında İran’ın laik, demokratik geleceğinin sesi........

© Günışığı Gazetesi