menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BULUT ATLASI’NDAN AADHAAR’A

11 1
27.06.2025

21. yüzyılın veri çağında, bir insanın kimliğini dijitalleştirmek sadece bir hizmetin kapısını açmak değil, aynı zamanda onu bir sistemin içine mühürlemek anlamına geliyor. Hindistan’ın devasa dijital kimlik projesi Aadhaar, 1,3 milyar kişilik bir nüfusu parmak izleri ve iris taramalarıyla merkezi bir veritabanına hapsediyor. Bu teknolojik proje, görünüşte sosyal yardımların adil dağıtımı ve kamu hizmetlerinin etkinliği için geliştirilmiş olsa da arka planda çok daha karmaşık bir ahlaki, felsefi ve politik soruyu barındırıyor: Bir insan sadece verisinden mi ibarettir?

Bu sorunun izini, Tom Tykwer ve Wachowski Kardeşler’in 2012 yapımı kült filmi Cloud Atlas (Bulut Atlası) üzerinden sürebiliriz. Altı farklı zaman diliminde geçen, altı farklı öykünün birbiriyle bağlandığı bu film, kimlik, özgürlük, kader ve sistem eleştirisi üzerinden Aadhaar gibi projelerin bize neleri vadettiğini ve neleri feda ettirdiğini sorgulamamıza olanak tanır.

Bulut Atlası’nda geleceğin Kore’sinde geçen bir öyküde, klon işçi Sonmi-451, tek tip üniformasıyla restoran zincirinde çalışan bir androidtir. Onun varoluş nedeni hizmet etmektir. Kendi kimliğini, geçmişini ya da geleceğini seçme hakkı yoktur. Ta ki bir sistem hatası sonucu “uyanana” kadar… Sonmi'nin hikâyesi, Aadhaar sisteminde kodlanan milyonlarca insanın gerçekliğiyle paralellik taşır: İnsanların kimlikleri dijital olarak belirlenmekte, bu veriler üzerinden sosyal haklara, bankacılık........

© Günışığı Gazetesi