menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ALIŞKANLIKLAR VE KİMLİK

12 12
07.03.2025

Alışkanlıklar ve kimlik arasındaki ilişki, insan varoluşunun en derin ve karmaşık meselelerinden biridir. Arthur Schopenhauer’in “İnsan alışkanlıklarının çocuğudur” sözü, bu ilişkiyi özlü bir şekilde ifade ederken, aynı zamanda bizi özgür irade, bilinç ve benlik kavramları üzerine düşünmeye davet ediyor. Peki, gerçekten alışkanlıklarımız mıyız, yoksa alışkanlıklarımızı biz mi seçiyoruz? Bu soru, insanın kendini tanıma ve anlama sürecinde merkezi bir rol oynar.

Alışkanlıkların Doğası ve Kimlik Üzerindeki Etkisi

Alışkanlıklar, tekrarlanan davranışların zamanla otomatikleşmesiyle oluşur. Bu süreç, beynin enerji tasarrufu yapma eğiliminden kaynaklanır. Bir davranış ne kadar çok tekrarlanırsa, o kadar az bilinçli çaba gerektirir. Örneğin, sabah uyanır uyanmaz kahve içmek veya telefonu kontrol etmek, başlangıçta bilinçli bir tercih olsa da zamanla otomatik bir rutine dönüşür. Bu otomatikleşme, günlük yaşamda pratik bir kolaylık sağlasa da aynı zamanda bizi düşünmeden hareket etmeye yönlendirir.

Schopenhauer’in de işaret ettiği gibi, alışkanlıklar bizi “çocuklaştırabilir”. Bu, alışkanlıkların bizi pasifleştirerek, bilinçli seçimler yapma yeteneğimizi zayıflatabileceği anlamına gelir. Örneğin, stresli durumlarda sigara içmek veya aşırı yemek yemek gibi alışkanlıklar, başlangıçta bir rahatlama yöntemi olarak başlasa da zamanla kişiyi bu davranışlara bağımlı hale getirebilir. Bu durumda,........

© Günışığı Gazetesi