İnsanlık, bazı sayılara sadece ölçü birimi ya da takvimsel bilgi olarak bakmaz. Onları taşır, yaşar, kutsar. Bunlardan biri, hatta belki en kudretlisi, “12”dir. 12 sayısı yalnızca bir matematiksel kategori değil, adeta insanlık hafızasında kazınmış kozmik bir kod gibidir.

Bakın etrafınıza… Saatler 12’yi gösterince gün dönüyor. Yılda 12 ay var, burçlar 12’ye bölünmüş, gün 12 saatlik iki dilime ayrılmış. Ama mesele bundan ibaret değil. 12, insanlığın hem göğü hem yer altını hem de kolektif bilinçaltını yöneten bir sembol.

Kutsal Kitapların Sayısal Şifresi

Kutsal kitaplar bu sayıyı ısrarla vurgular. İsrail’in 12 kabilesi, İsa’nın 12 havarisi, Vahiy kitabındaki 12 yıldızdan oluşan taç… Tüm bu anlatılar, 12’nin sadece bir sayı değil, “ilahi düzen”in ifadesi olduğunu söylüyor bize.

İslam geleneğinde de benzer bir mistik derinlik görürüz. Özellikle Şii düşüncede 12 İmam, Mehdi’nin gelişine kadar devam eden kutsal zinciri oluşturur. Bu zincir tamamlandığında, adaletin çağrılacağına inanılır. Yani 12, eksiksizliğin ve tamamlanmanın rakamıdır.

İnançların ötesinde, eski uygarlıklar da 12’nin büyüsüne kapılmış gibidir. Yunan mitolojisinde Olimpos’un 12 tanrısı vardır; evrenin tüm işleyişi bu tanrılar arasında bölüştürülmüştür. Antik Mısır’da........

© Günışığı Gazetesi