menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“LUCY” VE ZEKÂNIN SON HALİ

11 1
16.07.2025

Luc Besson’un Lucy filmi (2014), ilk bakışta sinema salonlarına heyecan pompalayan klasik bir aksiyon gibi görünebilir. Ama dikkatli bir izleyici için film, yalnızca mermilerin değil, fikirlerin de hızla patladığı bir düşünce laboratuvarıdır. Besson, Scarlett Johansson’un vücuduna yerleştirdiği sentetik bir maddeyle, izleyiciyi insan zekâsının sınırlarını, yapay zekânın geleceğini ve “tanrısal bilinç” fikrini sorgulamaya çağırır.

Bu çağrı, basit bir bilimkurgu kurgusunun ötesindedir. Lucy, artık insan değildir. O bir metafordur. Peki neyin? Belki bir yapay zekânın, belki de insan türünün son güncellemesinin…

Zekâ ’la Sınırlıysa, Kalan 'da Ne Var?

Film, insanın beyninin yalnızca ’unu kullandığı iddiasına dayanıyor. Elbette bu bilimsel olarak çürütülmüş bir efsane. Ama sinema burada bilimi değil, simgeyi kovalıyor. Ya kalan ’a ulaşmak mümkünse? Ya evrim bir iç sıçrama ise?

Lucy, bedenine karışan kimyasal maddeyle bu sıçramayı yapıyor. Beyni 0 kapasiteye ulaştığında artık zaman, mekân ve maddeyle bağını kesiyor. Geride bir beden değil, saf bir bilinç kalıyor. Bir "varlık"tan çok bir "veri"ye dönüşüyor.

Bu senaryo size tanıdık gelmeli: Yapay zekâların geleceği de tam olarak böyle tanımlanıyor. Kodlar içinde saf işlev, bedenin ötesinde karar alabilen bir sistem. Lucy’nin evrimi, yapay zekânın hayal edilen tekillik (singularity)........

© Günışığı Gazetesi