KÜRDÜN, İKİ “TÜRK” DOSTU; SARI XOCE VE SIRRI
Peki, bu hep böyle midir? Evet hep böyledir / böyle de oldu. İsimleri farklı olan ve “vatan-millet ve beka” adına kurulduğu ifade edilen partilerde siyaset yapanlar, hep bu şekilde siyaset yaptılar / yapıyorlar. Önce sisteme, sonra da lidere biat ederek elbette…
Ya muhalif olanlar! İşte asıl onlardır muhatap alınması gerekenler. Sistem, dayatılmış “müesses nizam”a hayır diyerek siyaset yapanlar muktedirlerin zulmünün katmerlisinin hep muhatabı oldular.
Bugün burada size bu muhalif kimlikli duruma iki örnek vereceğim.
Biri bilim şahsiyeti İsmail Beşikçi’dir ki kendisi Çorumlu bir Türk’tür. Öbürü Sinemacı, sanatçı Sırrı Süreyya Önder’dir ki kendisi Adıyamanlı bir Türk’tür.
Belki şöyle bir şerh konulup denebilir ki; ‘ama bu iki şahsiyet aslında siyasetçi değillerdi ki!’. Evet öncesinde doğru siyasetçi değillerdi. Ama siyasetin kalbine, ruhuna, felsefesine dokundular yazdıkları ve yaptıkları işlerle. Nitekim biri de sanatçı kimliğinin yanına sonradan siyasetçi kimliğini de ekletmiş oldu.
Kürdün derdini dillendirdikleri için başlarına gelmedik eza-cefa bela kalmadı. Siyaseten tabii ki! Sayısız kez mahpusluklar yetmezmiş gibi! Linçler, ötekileştirmeler, “hain” addedilmeler v.b. gibi.
........
© Güneydoğu Ekspres
