SINIRLARIMIZI ÇİZMEK VE BİLMEK HAYATIMIZ İÇİN NEDEN ÖNEMLİ
Sınır ihlallerini görüp aşılan sınırların dengesini koruyarak toplumsal yaşamı daha sağlıklı yürütebilmekte aslında mümkün.
Kültürel ve toplumsal yaşantımızda sınırlara pek de hoş bakılmaz. Özellikle aile içindeki sınırlarda bazen bazı kişilerce kötüde yorumlanabiliyor. “Babanın lafının üstüne laf söylenilmez, anneye karşı gelinmez” söylenir mesela. Çocuk istemese bile aile büyüklerince sıkıştırılıp öpülebilir. Çok yakın görülüp müsaitlik sorulmadan çat kapı misafirlikler yapılabilir. Tanrı misafiri diye masaya hiç beklemeden bir misafir gelebilir. Evlenmek istemeyen birine yaşın geldi, çocuk istemeyen birine olmaz böyle çocuk yapın artık deyip özel hayatlara müdahale etmek iyiliğinden söylenildiğinin arkasına gizlenebilir. Bunun gibi binlerce örnek sayılabilir.
Bu tür durumlarda kişi sınır çizdiğinde ise genellikle “Ay bununla da iç konuşulmuyor, soğuk, kaba, sivri dilli, hemen yükseliyor, çok mesafeli” şeklinde etiketlenir.
Kültürel değerlere daha yoğun bağlanılarak büyüyen çocuklar elbette ki sınırı ailesine, sevdiklerine, akrabalarına, kim olursa olsun akrabalarına sınır çizmemesi gerektiğini düşünerek yetişir. Hatta birçok kişi yaşamı boyunca sınır çizme hakkına sahip olduğunu bile fark etmez.
İş yaşamında da bu kültür yerleşmiş ise sınırlarının suistimal edilmesine karşı gelen........
© Güneydoğu Ekspres
