menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DÜŞÜNMENİN KALBİ, HİSSETMENİN ZİHNİ

9 0
09.10.2025

Bazen bir düşünce kalpten doğar; bazen bir duygu, düşünmeye mecbur bırakır insanı.

İkisi de aynı kaynaktan, yaşamın içinden yükselir. Düşünmek, varlığı kavramanın; duygulanmak, o varlığı içimizde yeniden kurmanın biçimidir. Zihin anlar, kalp hatırlar.

İnsan, bu iki nefesin arasında yaşar.

Ama burada, Diyarbakır’da düşünmek bir direniştir çünkü burada düşünmek, yalnız akılla değil; yoklukla, kayıpla, kavgayla, yasla sınanır. Hissetmekse bir varoluş eylemidir: yaraların arasından geçerek insan kalmanın yolu.

“Anlamak, Sevmektir”

Zihinle duygu birbirini tamamlayan iki sessizliktir. Biri düzen kurar, diğeri o düzene can verir.

Bir şeyi anlamak, onunla temas kurmaktır ve bu temas bir duyguyu açığa çıkarır. Duygular, yalnızca bir his değil; varlığa yönelen bir bilgidir. Düşünmek artık soyut bir çaba değil, yakınlaşmanın, onarma isteğinin bir biçimidir. Kalp ve akıl, aynı hakikatin iki farklı yankısıdır:

biri fısıldar, diğeri konuşur. Ve ikisi de insanın kırılmış yerinden çıkar.

Duygunun Düşüncedeki Nabzı

Nietzsche der ki: “Her düşünce, bir duygunun yeniden biçimlenmiş hâlidir.”

Evet. Diyarbakır’da düşünce, kavganın, direnişin, travmanın, yasın içinden geçerek biçimlenir. Aklın çizdiği haritayı,........

© Güneydoğu Ekspres