menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Meydanlar Zulme Meydan Okuyor

13 0
29.05.2025

İhmalkarlık, özensizlik, adamsendecilik, bana necilik alıp başını gitmişken, her anlamda ve her alanda sorgusuz sualsiz savurma tavan yapmışken, zedeleyen, örseleyen bunca açıklama varken, akıllarda soru işaretleri, yüreklerde kırgınlık nasıl olmasın?

Hal böyle iken mutlak yoksullaşmaya, adaletsizliğin kaynağına, yöneticilerin umursamazlığına, toplumun geniş kesimlerinin mücadelesine, ölmemek için direnen kadınların korunamayışına, buğday üreticisinin duyulmayan feryadına, “72 yaşındayım, pazardan kalan sebzeleri topluyorum, biz aslında yaşamıyoruz, hayatta kalıyoruz” diye konuşan emekli öğretmenin iç acıtan sözlerine, Türkiye çapında duran çarklara bakınca iyimser olmak mı?

Ya da yoksulluk, gelecek kaygısı, eşitsizlik bu kadar çok ve yaygınken mutlu olmak mı? Özellikle son yıllarda alışık ve idmanlı olduğumuz bu konulara ne kadar alıştık ve ne kadar tanıdık geliyor değil mi?

Oysa koşullar ne olursa olsun, maddi olmayan ödüller de vardır, şefkat ve anlayış içeren bir çift tatlı söz gibi, içten bir teşekkür ve gülümseme gibi, gönül alma sıfatı ya da ibaresi gibi…

Etrafa bakınca ne mi görüyoruz?

Ne diyor Anton Çehov, “Hayat, nasıl yaşadığımıza bağlı olarak kısa ya da uzundur.” Yaşam çizgisi kısa da olsa, gözü açık gitmemek için, iz bırakmak için, bazı şeyleri hayata........

© Gerçek Gündem