Nafile Namaz Gibi…
Rahmetli babam zaman zaman vakitsiz namazlar kılardı. “Hayırdır baba” derdim, “vakti mi şaşırdın?”. Sen anlamazsın der gibi gülümser “ Yok oğlum” derdi, “nafile namaz, Allah rızası için”. Takılırdım, “iyi de adı üstünde nafile…Yani boşa gidiyor”. O da gülerdi, “Allah rızası için, niye boşa gitsin”.
Maç öncesinde Mourinho’yu dinlerken babamla bu sohbetlerim aklıma geldi. Ne kadar benzer bir durum, “nafile maçlar”. Dört maç kalmış, matematikteki “etkisiz eleman” gibi, çarpsan da toplasan da bölsen de çıkarsan da sonuç değişmiyor, Fenerbahçe ligi ikinci bitiriyor. Boşa, nafile yani… Değil değil. Mourinho “Bu maçlar göğsümüzdeki armayı onurlandırmak” dedi, “seyirci aşkına” yani. Seyirci rızasına oynanan nafile maçlar da diyebiliriz.
Mourinho, maça yine farklı bir üçlü defansla, Skriniar, Amrabat, Carlos’la çıktı. Kaleyi de tekrar Livakoviç’e vermişti. Artık bu değişiklikleri tartışmak da nafile. Geçen haftanın sol beki Mert, bu maça sağ kanat olarak başladı. Daha neyi tartışacaksınız?..
Fenerbahçe maça alışıldığı gibi ilk yarıyı boşa harcamak üzere “nafile futbolla” başladı. Başakşehir de bir iki atak denemesinden sonra rakibine ayak uyduruyordu ki devreye hakem yerine siyah forma giymiş kişi girdi.
Allah........
© Gazete Pencere
