Sündürülmüş bayram tatili
Bugün bayram. Son yıllarda olduğu gibi “sündürülmüş” bir tatil olacak. Herkese kutlu olsun. Biliyorum ki pek çoğunuz bugün gazetelerden biraz uzak durmak isteyecek ama beceremeyeceksiniz! Gözünüz, kulağınız yine ekranlarda olacak. Bir bayrama içiniz cızz ederek gireceksiniz yine!
Onun için bugün içinizi karartmayacak bir yazı yazmak istiyorum.
Tatlı ve lezzetli.
Zaten yazacak pek yeni bir şey de yok bayram hakkında.
Yıllarca yazdım. Pişen yemekler, bayram ziyaretleri, bayram eğlenceleri, bayram tatlıları. Tekrara gerek var mı?
Hem bayramlar da eskisi gibi değil. Artık bayram demek, resmi tatili biraz sündürerek kent dışına kaçmak demek. Bayramlaşmalar ya FaceTime’dan ya da Skyp üzerinden. Görüntülü ve sesli. Dokunmak ve hissetmek yok.
Telefonlar bugün çın çın çınlayacak. Her çın sesi, bir WhatsApp mesajı demek. Akıllı telefonlar modern bayramların en büyük kurtarıcısı.
Sadece gençlerin değil. Büyüklerin de. Uzaktaki çocuklarla, torunlarla telefon aracılığı ile hasret gideren, bayramlaşan aile büyükleri o kadar çok ki!
Bazılarınız bugün ülkenin sıcak bir köşesinde, bir şezlongun üstünde, güneşin altında tatilin tadını çıkartıyorsunuzdur sanırım.
TATİLİN TADI NASIL ÇIKAR?
Bir tatil gününün tadı nasıl çıkar? Boşuna beklemeyin, bende bu sorunun yanıtı yok.
Sen ne yapardın diye sorarsanız: Önce güneş sızmayan (Tabii hava güneşliyse) koyu bir gölgelik köşe bulurdum. Şezlonga uzanıp kitap okumaya çalışırdım. Çalışırdım diyorum, çünkü gözümün önünden akıp giden satırları yakalayıp bir türlü beynime sokamam.
Tam cümleye başlamışken bir saka kuşu ötmeye başlar, onu dinlerim.
Veya üstümde pike yapan arıdan kurtulma yolları ararım.
Dikkatimi dağıtan sadece börtü böcek değildir. Dalgalar da dikkatime çarpıp dururlar. Veya uzaktaki bir tekne. Yattığım yerden tekneye biner giderim.
BAYRAMLARDA TATİLİ PEK SEVMEM
Bulutlar da suçsuz değildir. Küme küme gökyüzünde süzülürken kılıktan kılığa girerler. Kimi kedi, kimi köpek,........
© Gazete Pencere
