Kayseri… Kastamonu… Afyon… Pastırmada lezzet savaşı
Kastamonulu bir kanaat önderi, "Kayseri pastırmasının adı var, Kastamonu pastırmasının ise tadı var!" deyince ve bu söz medyada yer alınca Kayserililer hop oturdu, hop kalktı. "Dünün çocuğu" Kastamonu pastırması nasıl olur da asırlar boyu üretilen Kayseri pastırması ile aşık atabilirdi?
Tam bu kavganın ortasında kalmışken, ortaya bir de “Tescilli Afyon Pastırması” çıktı. Onlar da en lezzetli pastırmanın, Afyon otlaklarında beslenen danalardan yapıldığını öne sürdüler. Anlayacağınız kavga kızışıyor!
Kim haklı, hangisi daha lezzetli?
Bu sorunun yanıtı bende yok. Ama bu konuda birçok ipucuna sahibim. Yazıyı okuyun, en önemlisi üç pastırmanın da tadına bakın, kararı siz verin. Her zaman sizin damağınız haklıdır, başkalarına pek inanmayın.
Bence bu lezzet kavgası sürüp gider. Sanırım her üç tarafın da haklı yanları var. Ben size hangisinin lezzetli olduğunu değil de nasıl yenmesi gerektiğini anlatayım…
Bazı yemek tarihçileri, pastırmanın Anadolu'ya, Orta Asya'dan gelen akıncı Türkler tarafından getirildiğini öne sürerler. Onlara göre, savaşçılar eyerlerinin altındaki özel cepli torbalara tuzlanıp kurutulmuş etleri koyar, yol boyunca kalçalarıyla bastıra bastıra onu yumuşatırlardı. Pastırma adı da bu "bastırma" eyleminden geliyordu.
HUNLAR MI?
Antalyalı antik dönem yazarı Amianus, 273-275 yıllarında yazmış olduğu kitabında bu konuda şunları söyler:
"Hunlar yemek tanımazlar, yaban etleri ile atın sırtında, baldırları arasında ezdikleri yarı pişmiş eti yerler."
Macaristan'daki bazı müzelerde bulunan Hunlara ait iki cepli at eyerleri, kurumuş etlerin bu çantalara sokulduğunu ve atın sırtına değmediğini göstermektedir.
BİZANS MI?
Oxford Üniversitesi tarafından yayınlanan yiyecek-içecek ansiklopedisinde ise pastırmayı ilk kez Bizanslıların yaptığı öne sürülür. Ansiklopedide yazılanlara göre, İstanbul'u fetheden Türkler, bu kentte yapılan, tuzlu et anlamına gelen ‘paston'u çok sevmişler, bu adı pastırma olarak değiştirip tüm Anadolu'ya yaymışlar.
İrina Petrosian adlı bir yeme-içme tarihçisi ise Bizanslılar döneminde, bugünkü Kayseri olduğu sanılan Caesarea Mazaca kentinde paston üretildiğini öne sürer.
KAYSERİ Mİ?
Ünlü Gezgin Evliya Çelebi ise 17. yüzyıl Kayseri'sini anlatırken şunları söyler:
"Makulat ve imalâtı has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, lahm-ı kadit namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve miskli et sucuğu bir tarafta yoktur."
Bu kanıtlar gösteriyor ki pastırma ustalarının ataları Kayserilidir. Zaten........
© Gazete Pencere
