Savaş çığırtkanları işbaşında yine
İktidar medyasında bir süredir, İsrail’e savaş açılmasını isteyen yazılar çıkıyordu. Savaş yanlısı yazarların başında da Türkiye gazetesinden Rahim Er geliyordu. 29 Temmuz’daki “Ordu Gazze’ye” yazısında “Peygamber Ocağı’nın aslanları, Gazze’de, Kudüs’te mevzilenmeden Filistin’de kan ve gözyaşı dinmeyecek” diyor; “Ordu Gazze’ye” çağrısında bulunuyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 1 Ağustos’taki “İnşallah Gazze'de hep beraber omuz omuza şükür namazı kılacağız” sözlerinden sonra iktidar medyasında savaş yanlısı yazılarda artış oldu.
Yeni Şafak’ta İbrahim Karagül, 5 Ağustos’ta “O namaz Gazze’de de kılınır” diye başladığı yazısında “Artık her adım İsrail’i vurmalı. Açık saldırı ‘kaçınılmaz”a yaklaştı” yazdı.
Akşam gazetesinde Turgay Güler de 12 Ağustos’ta “Mehmetçik Gazze’ye” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Güler, “Şüphesiz İsrail'in askeri gücü Türkiye karşısında sinek vızıltısından öteye geçmez” dediği yazısını “Türkiye için insanlık onurunu kurtarma vakti gelmiştir” diyerek bitirdi. Aynı gazetede Hüseyin Besli ise “SDG'nin ortadan kaldırılması Türkiye'nin, İsrail ile ilk sıcak teması olmuş olacaktır ve böylece Türkiye İsrail'e ilk defa haddini bildirmiş olacaktır” dedi.
Bu satırları yazanlar, Suriye’deki iç savaşa katılmanın ülkemize getirdiği maliyeti ve oradaki büyük yıkımı ve İsrail’in ABD himayesinde olduğunu unutmuşa benziyor. İki yıl önce “Gazze'yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek ecdadımızın mirasıdır” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile artık BM Barış Gücü’nün müdahalesinden söz ediyor, bunlar başka âlemde.
Gazetecilik, doğası gereği, barıştan yana olmalıdır. Fakat İsrail’e karşı savaş çığlıkları atan bu yazarlar, gazeteci gibi davranmıyorlar; fetihçi bir zihniyetle, ideolojik bakışla bu tezleri savunuyorlar. Gazetecilik standartlarıyla en ufak bir ilgileri olsa savaş çağrıları yapmazlar.
İsrail’in Gazze’deki haydutluğuna karşı çıkarken yine gazetecilik sınırlarında kalmalıyız. Yazarak, anlatarak, programlar yaparak mücadele etmeliyiz. Bugün bütün dünyada protesto eylemleri yayılıyor, kamuoyu İsrail aleyhine dönüyorsa bu biraz da gazetecilik sayesinde.
Bugüne değin Gazze’de 200’den fazla gazeteciyi öldüren İsrail’in, son olarak El Cezire muhabiri Enes Şerif’i hedef almasının nedeni de bu. Gazetecilik onların gerçek yüzünü dünyaya gösterdiği için gazetecileri susturmaya çalışıyorlar.
Biz de bir yandan mesleğimizin gücünü kullanmalıyız ve TGC, TGS, DİSK Basın İş, Pen Türkiye, TürkyayBir ve TYS gibi meslek örgütlerimizin basın toplantıları ve ortak eylemleri devam etmeli. Öbür yandan da Gazze’nin dünya medyasına açılması için Avrupa Gazeteciler Birliği’nin (AEJ) hazırladığı ve Christiane Amanpour ve Alex Crawford gibi ünlü gazetecilerin de imzaladığı kampanyalara destek vererek Filistinli meslektaşlarımıza sahip çıkmalıyız.
O video yalan söylemiş!
Özlem Çerçioğlu’nun, AKP’ye geçeceğinin duyulmasıyla birlikte Aydınlık, Halk TV, Hürriyet, Sabah, Sözcü, 12Punto ve Süper Haber’in de aralarında olduğu onlarca mecrada “Özgür Özel, 35 gün önce Özlem Çerçioğlu’nun elini sıkmamış, videosu çıktı” haberleri yayımlandı.
Aslında CHP Genel Merkezi’nde 10 Temmuz’da düzenlenen belediye başkanları toplantısında çekilen bu görüntü,........
© Gazete Pencere
