menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mahmut Övür konforlu saflardan eleştirdi ama

17 0
28.07.2025

Sabah yazarı Mahmut Övür, “İki yolsuzluk olayı ve iki yaklaşım” yazısında Yunus Emre Enstitüsü’ndeki 400 milyon liralık yolsuzluk operasyonunu konu alıyordu.

Soruşturmayı, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün başlattığını, 23 Aralık 2024’teki suç duyurusu üzerine savcılığın da harekete geçtiğini vurguluyor, “Bu yolsuzluk operasyonu yeni dönemin kodları açısından ilk işaret fişeğiydi” diyordu. Övür, bu operasyonun “CHP yönetimi ve gazetecilerinin yürüttüğü ‘İktidar sadece CHP’li belediyelerin üzerine gidiyor’ şeklindeki algı operasyonu”nun yanlışlığını kanıtladığını savundu.

Keşke Mahmut Övür, “Yolsuzluğun üzerine gidenler ve saklayanlar” diyerek muhalif medyayı da çifte standart ile suçlamadan önce Yunus Emre Enstitüsü’ndeki soruşturma sırasında sergilenen haberciliği inceleseydi. O günlerde de yazmıştım. İsmail Arı, 12 Aralık 2024’te BirGün’de yayımlanan “Kamu vakfı naylon faturalarla soyulmuş” haberinde, vergi müfettişlerinin soruşturmasını duyururken iktidar medyası sessizdi.

İsmail Arı, öyle bırakmadı, Enstitü’deki yolsuzluğu birbiri ardına haberleştirdi. 27 Aralık’ta “Sahte fatura skandalı büyüyor: Bakanın eşi ve MHP'li ismin oğlu istifa etti”, 4 Ocak’ta ise “Soygunun boyutu milyonlarca lira” haberleriyle sürdürdü haber dizisini. Diğer muhalif medya kuruluşları da günlerce haber yaptı bu yolsuzluk hakkında.

Bu haberleri görmezden gelen iktidar medyası ise Enstitü yöneticileri gözaltına alınınca mahcup edayla küçük haberler yayımladı. Mahmut Övür’ün gazetesi Sabah’ta da dokuzuncu sayfada minicik bir haberdi gözaltılar. CHP ya da öbür muhalefet partileriyle ilgili olsaydı kim bilir ne kadar büyütülürdü!

Enstitü’den istifa eden genel başkan yardımcılarından birinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi, öbürünün de MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu olduğunu da hiç görmediler. Zaten soruşturmayı da sonra tümüyle unuttular.

İddianame hazırlanıp da 7 yıl hapis istemiyle yargılanacağını öğrenen eski başkan Prof. Dr. Şeref Ateş’in yurtdışından gelerek teslim olması haberini bile aralarda küçücük gördüler. Hatta Mahmut Övür’ün gazetesi Sabah da onun bu konudaki yazısının yanına minicik iliştiriverdi bir gün sonra. O kadarını da yapmasalar ayıp olacaktı artık…

Mahmut Övür gibi iktidar medyası saflarında olunca gazetecilik daha konforlu, atışlar serbest. Yunus Emre Enstitüsü’ndeki gibi yolsuzluk haberlerinin peşini bırakmayan genç gazeteci İsmail Arı için öyle değil tabii. Birkaç gün önce “Yargıda rüşvet” haberinden sonra tehdit edildiğini duyurdu sosyal medyadan. “Emniyet’e gidip şikâyetçi oldum, ama ne arayan ne de soran oldu. Başıma bir şey gelirse sorumlusu bu çeteye dokunmayan Emniyet ve İçişleri Bakanlığı yetkilileridir” dedi.

Bu olay haber olunca........

© Gazete Pencere