menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD gezisinin sansürlenenleri

20 1
29.09.2025

Anadolu Ajansı muhabirinin, ABD’ye giderken havalimanında düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiği “Özgür Özel, Trump’ın oğluyla Gazze pazarlığı yaptığınızı iddia etti. Sizin düşüncelerinizi alabilir miyiz?” sorusu yanlıştı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan’ın, Trump’ın oğlu ile “Gazze pazarlığı” değil, Başkan Donald Trump ile randevu karşılığında THY’ye 300 Boeing uçağı alma pazarlığı yaptığını öne sürmüştü. Ancak iktidar medyası, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in Özel’e yanıtına ilişkin haberlerde Özel’in ne dediğine yer vermemiş, başka bir deyişle “sansürlemişler”di.

Bu yüzden de Anadolu Ajansı muhabirinin “Gazze pazarlığı” diye yanlış sorması iktidar medyasının Erdoğan’ın yanıtını da yanlış şekilde yayımlamasına fırsat verdi.

Fakat bu yanlışı yapan AA muhabiri, Erdoğan’ın, “O da yanımızda mıydı? İnanmıyorsunuz bu tür şeylere değil mi?” sorusuna karşı doğru tavır aldı; “Biz size soruyoruz efendim” dedi. Bir muhabir olarak gazetecilik çizgisinden taviz vermeden sorusunu yinelemiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD gezisiyle ilgili olarak iktidar yanlısı medyanın “sansürlediği” konulardan biri de TRT muhabirinin “Bahçeli’nin ‘TRÇ ittifakı’ (Türkiye-Rusya Çin) çağrısı ile ilgili neler söylersiniz?” sorusuna verdiği yanıttı. Erdoğan’ın şaşkın bir yüz ifadesiyle “Doğrusu ben bunu tam takip edemedim, hayırlısı olsun” sözlerine iktidar medyasında rastlayamadım. Erdoğan’ın ayaküstü verdiği bu yanıtın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hoşuna gitmeyeceğini düşünmüş olabilirler.

Sansürlenen üçüncü konu da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Erdoğan’ın, “Trump’ın Ukrayna ve Gazze’deki savaşı bitiremediği” sözlerine verdiği alaycı karşılıktı. Rubio’nun, “Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkeler, bizden bu işlere dahil olmamızı adeta yalvararak istiyor. Bu insanlar istediklerini söyleyebilir ancak günün sonunda bir şeyin halledilmesini istediklerinde Beyaz Saray’a geliyorlar” cümlelerini iktidar medyasını izleyenler öğrenemedi. Ömer Çelik’in muhalefeti eleştirdiği açıklamasıyla ilgili haberlerde bile Rubio’nun sözleri yoktu.

Ayrıca Erdoğan’ın New York’a vardığı gün, ABD’den ithal edilen otomobil, alkollü içecekler, kozmetik, pirinç, kâğıt ve tütün gibi ürünlere uygulanan ek vergiler kaldırıldı. Tabii iktidar medyası, ABD’ye yapılan bu jesti de Erdoğan’ın Trump ile görüşmesiyle ilişkilendirmedi.

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendisi hakkında “yakın çevresi”ne dayanarak ve “kulis” olarak yapılan haber ve yorumlardan şikâyet etmesine değinmiştim.

Gazetecilerin, Kılıçdaroğlu’nun tavrını öğrenmeye çalışmasının doğal olduğunu vurgulamış; “Kılıçdaroğlu, gazetecilerin önüne çıkıp soruları yanıtlasa ‘yakın çevre’ ve ‘kulis’ haberlerini yalanlamakla uğraşmasına gerek kalmaz; gazeteciler kaynağından bilgi almış olurdu” eleştirisini yöneltmiştim. Kılıçdaroğlu, eleştirimin geçen hafta yayımlanmasının ardından şu yanıtı gönderdi:

“24 Haziran 2025 tarihli Sözcü Gazetesi: Kılıçdaroğlu ‘Umarım, mutlak butlan çıkmaz ama olursa da partimi kayyuma terk edemem. Ben kabul etmesem kayyum gelecek. Kayyuma mı bırakayım? Karardan sonra Özel ile oturur konuşuruz.’

Sayın Bildirici, düşüncelerimi öğrenmek ve tarafsız bir şekilde kamuoyuna aktarmak için soru yönelten gazetecilere mümkün olduğunca cevap veriyorum.

Haziran ayında açıkladığım ve haberi yapan gazetenin 8 sütunluk manşetinde yer alan,

bilgimin, fikrimin ve dahlimin olmadığı bir süreç ile........

© Gazete Pencere