Bugün yanmasa, yarın yine yanacak
Ormanlarımız bu yıl da istikrarla yanmaya devam ediyor. İzmir başta olmak üzere, Antalya’dan Hatay’a yurdun dört bir yanından yangın haberleriyle yine üzüntü içindeyiz. Peki, şaşırtıcı mı? Bence değil. Dünyayı delice ısıtmaya devam ederken ne olmasını bekliyoruz ki?
Bir yanda, yangınların çok büyük çoğunluğunun insan kaynaklı olduğuna dair verilere dayalı bilgiler var. Zaten başımıza ne geliyorsa insan kaynaklı hatalardan geliyor.
Yaşadıklarımız, kendi yaptıklarımızın bir sonucu.
Fakat ormanlar izmarit atan, şişeyi ormanlık alana fırlatan, hızarla kesim yapan, anız yakan insanların hatasından yanıyor diyerek de bu işin içinden sıyrılamayız.
Zira bu insan hataları her zaman vardı, neden son yıllarda orman yangınları delice bir boyuta ulaştı?
Sadece ülkemizde de değil, tüm dünyada iklim değişikliğiyle mücadele etmeyen, aksine iklimi değiştirmek için adeta daha çok gayret gösteren bir anlayış var. Isınma kaynaklı sorunları birer pazar haline getirip bunu da ranta devşirmek üzerine bir motivasyon ile hareket ediliyor, kapitalizmin tümü kendisinden kaynaklanan problemleri alıp insanlara karşı nasıl yeniden üretip kullanabildiğinin en iyi örneği, günümüzün iklim konusu olsa gerek…
Geçtiğimiz günlerde Reuters, Avrupa’yı kasıp kavuran sıcak dalgalarıyla ilgili kapsamlı bir haber yaptı.
Yazın en sıcak günlerinde asfalt ve betondaki sıcaklık 82 dereceye kadar çıkıyormuş!
Yeşil alanlar, parklar, çimenlikler sıcağı çok daha iyi yansıtırken, beton ve asfalt yüzeyler, sıcağı absorbe ediyor ve kentlerde “ısı adaları” yaratıyor. Yüksek binalar, gökdelenler de bunu destekliyor.
KENTLERE NEFES ALDIRMAK
Kentlerin hemen yakınlarındaki kırsal alanlarla arasında günün en sıcak anlarında bile 2-3 derecelik, geceleri ise 10 dereceleri bulan ısı farkları oluşuyor. Şehir plancıları, küçük bile olsa ağaçlıklı park alanlarının kentlere bir nebze de olsa nefes aldırdığını, ısıyı iyi yansıtıp nem dengesine katkı sunduğunu söylüyorlar. Tabii şehir plancılarını dinleyip dinlememek, ayrı bir karar.
Ormanlar yanarken kentlerden niye mi bahsediyorum?
Çünkü ikisi de her şey gibi birbirine bağlı.
Bir kere ormanlar artık orman olmaktan çıkmış durumda. “Yangın yerleşim yerlerine kadar geldi” cümlesini duyunca zaten ormandan söz etmediğimizi anlamamız lazım. İnsanlar o kadar ormanların içinde ki…
ORMANLARI TIRTIKLAMAK
Ormanları keserek, yanından yöresinden........
© Gazete Pencere
