İnsan ne ister
Havalar güzelleşti. Dışarıya daha rahat çıkılıyor. Yürüyüşler de uzadı. Merkezde hareketin olduğu yere kadar adımları sıralıyorsun. Belediye bir ucu burada bir ucu çeşmeli meydana kadar giden gölgelik tenteleri dikmiş. Altında herkes her şeyi satıyor. Emek var. Kendini örgü örmekten alamamışların, boncuk dizmekle tedavi olanların, dekoratif cam boyamakla aşk acısını, terk edilmişliği unutmaya çalışanların, elimden bu kadarı geliyor diyenlerin iki tarafa dizdiği dolu tezgahlar arasından yürüyorsun. Bir şey alırsan ihtiyaçtan değil genç hissettiğinden alırsın…
Derken gittikçe yaklaşan trampet sesleri… Sesin geldiği yere bakınca ortada yürüyenlerin kendiliğinden sağa sola ayrıldığını görmek eğlenceli. Bir grup genç kadın birbirinin aynısı bluzlar, şortlar giymişler, boyundan ve sırttan doladıkları kayışların sağlama aldığı trampetleri, davulları ritimle çala çala, eğlene eğlene geliyor. Hepsinin başında çiçekten taçlar… Gülücükler atarak, ellerindeki bagetleri trampete vurarak doğanın tersi sesler çıkartarak önünüzden geçiyor, gidiyor. Her şey binlerce yıl öncesinde olduğu gibi… Bahar şenlikleri. Kır çiçekleri bile hala aynı.........
© Gazete Pencere
