menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ulaş Karadağ yazdı: 1 Mayıs, Lenin, liberalizm ve demokrasi

40 1
05.05.2024

2024 1 Mayıs’ı, Taksim’e yürümek isteyen 38 kişinin tutuklandığı bu günlerde farklı boyutlarıyla konuşulmaya devam ediyor. Görünen o ki CHP, DİSK ve KESK’in “dağılıyoruz” kararı kimilerini şaşırttığı gibi kimilerine göre pek de sürpriz olmadı. Bununla birlikte, 1 Mayıs’ı takiben gerçekleştirilmesi beklenen Erdoğan-Özel görüşmesi konuyu daha da önemli kıldı. Birçok kişi, 1 Mayıs’tan önce “Hedef Taksim Meydanı’dır” diyen Özgür Özel’in, AYM’nin Taksim kararını tanımayıp Unkapanı’na duvar ören Cumhurbaşkanıyla görüşmek üzere AKP Genel Merkezi’ne gitmemesi gerektiğini dile getirdi. Bu daha en baştan, geri adım demekti. Ancak görüşme gerçekleşti. Çünkü Özel’in geri adımı, bu görüşmenin de içinde bulunduğu politik ajandanın bir parçası haline getirilmişti. Görüşmeden çıkan “yumuşama” ve “yeni siyaset” mesajı bu tespiti doğruladı. Dahası, bu aynı zamanda, 1 Mayıs, dolayısıyla da kitlesel emek hareketi söz konusu olduğunda iki tarafın ortak bir noktada buluşabileceğini gösterdi. Öyle ki Özel’in 1 Mayıs tarifi, AYM’nin Taksimli 1 Mayıs tarifinden dahi net bir biçimde gerideydi.[i] Peki, bu ortak noktanın arka planında ne var?

Bu soruyu yanıtlamanın kuşkusuz birden fazla yolu mevcut. Sosyal demokrasinin işçi hareketlerine, sosyalizm mücadelesine tarihsel ihaneti bu açıdan halihazırda bilinen bir konu. Komintern’in, Zinovyev ve Stalin’in 1924’deki tezleri doğrultusunda, sosyal demokrasiyi sosyal faşizm olarak ilan etmesi veya Rosa Luxemburg’un Alman sosyal demokrasisini (yanılmıyorsam) 1914’te kokuşmuş bir cesede benzetmesi bu konuyu özetlemektedir. “Faşizm sadece askeri bir kategori değildir. Faşizm burjuvazinin savaş örgütüdür, sosyal demokrasinin aktif desteğini almaktadır.........

© Gazete Manifesto


Get it on Google Play