Diyanet İşleri Başkanı yılbaşı uyarısına neden gerek duydu?
Yılbaşı ve Noel kutlamalarını birbirine karıştırmamız söz konusu olamaz ; ilkinin Hıristiyan diniyle ilgisi olmadığını dünya alem bilir. Ancak Diyanet İşleri Başkanımız, yılbaşı hutbesinde halkımıza bu konuda neden uyarı yapma gereği duydu, doğrusu sıradan bir vatandaş olarak merakımı mucip oldu. Aşırı alkol tüketme, uyuşturucu, yasaklı madde kullanımı, kumar, şans oyunları israf gibi alışkanlıklar, tüm dini liderlerin her zaman için uyarılar listesinde yer alabilir, ama bu uyarının neden ille de yılbaşında yapıldığı sorusu üzerinde düşünmeye değer. (Yoksa bu konuda bir talep mi vardı?)
İnternette, Diyanet İşleri Başkanlığı son derece ayrıntılı bilgilerle tanıtılıyor. Yurt içi faaliyetlerinin yanı sıra yurt dışı faaliyetlerinin de ihmal edilmediğine dikkat çekiliyor. Halkla iletişim Diyanet radyo, Diyanet TV ile sağlanıyor. İdari bölümde, Hukuk Müşavirliği yer alıyor. Anayasamızın Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ile ilgili 136. maddesine göre başkanın görevlerini, laiklik ilkesine uygun olarak yerine getirmekle mükellef olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla hutbede ayrımcılık ve siyasi söylem anlamına gelebilecek sözler göze batıyor. Üstelik hitap biçiminde sözün etki gücünü artıran abartıya kaçmak hangi saikle yapılıyor? Hiç şüphesiz başkanı cesaretlendiren de laik devletin sağladığı olanaklardır. Anayasada inanç özgürlüğü bir haktır.
Ancak hutbede yılbaşı kutlamasının toptan reddedilişi, fanatik dincilerin ekmeğine tereyağ sürmeye yarar. Dünyanın barışa en çok ihtiyaç duyduğu bir zaman dilimindeyiz, diyoruz ; buna karşılık toplumun hemen her kesiminde karşı........
© Gazete Manifesto
