Laik, özgür ve eşit bir toplum mücadele ile kazanılır
Laiklik Meclisi’nin 2 Mart 2025 günü Ankara’da düzenlediği “3 Mart Laiklik Günü” etkinliğinde A.Ü. PDR bölümü öğrencisi Fatma Reyhaniye’nin yaptığı konuşma
Laikliğe yönelik baskılar artık sadece belli başlı alanlarla sınırlı değil; eğitimden iş hayatına, akademiden sosyal yaşama kadar hayatımızın her köşesinde etkisini gösteriyor. Bu durum, en çok da biz gençleri etkiliyor. Çünkü laiklik yalnızca devletin dini inançlar karşısındaki tarafsızlığı anlamına gelmiyor; aynı zamanda özgür düşüncenin, bilimsel eğitimin, kadın haklarının ve çağdaş bir toplum düzeninin teminatı. Laikliğin zayıflatılması, gençlerin geleceğinin belirsizleşmesi anlamına geliyor.
Özellikle eğitim alanında yaşanan dönüşümler, laiklik karşıtı politikaların nasıl bir toplumsal yapı oluşturmayı hedeflediğini açıkça gösteriyor. 4 4 4 eğitim sistemiyle birlikte birçok okul imam hatip okuluna dönüştürüldü, din dersleri “zorunlu-seçmeli” adı altında dayatılmaya başlandı ve laik eğitim büyük bir darbe aldı. Veliler çocuklarını özel okullara yönlendirmek zorunda kalırken, örgün eğitimin dışında dini cemaatlerin ve tarikatların etkili olduğu alternatif eğitim modelleri yaygınlaştırıldı. Bunun sonucunda, birçok çocuk çağdaş bilimle tanışmak yerine, dini baskının ve muhafazakâr normların içinde şekillenen bir eğitim sistemine mahkûm edildi.
Bugün ise bu sürecin devam ettiğini görüyoruz. MESEM uygulamasıyla çocuk işçiliği teşvik ediliyor, ÇEDES projesiyle okullarda tarikat bağlantılı faaliyetler yaygınlaştırılıyor ve karma eğitim kademeli olarak ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Eğitimde eşitlik ve bilimsel düşüncenin yerini, dini referanslarla şekillenen bir sistem alıyor.
Üniversitelerde de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Örneğin, kendi........
© Gazete Manifesto
