EYLEM VE DUA
Eylem, bir nevi öfke gösterisidir. Kişi hoşnut olmadığı, kabullenmediği bir olaya ya da dayatılan bir karar yahut uygulamaya karşı öfkesini ve karşıtlığını sloganlar atarak karşı tarafa ulaştırmaya çalışır. “Demokratik” dediğimiz eylemler, suya sabuna dokunmayan, şiddet içermeyen ama "Gerekirse yasal sınırlar çerçevesinde elimden gelen daha büyük eylemlere başvururum, benim bu isteklerimi karşılayın!" mesajını taşımaktadır. Ayrıca eylem, elinde yetki olanları topluma bir nevi şikayet etmektir.
Barışçıl demokratik eylemler, toplum otoritesinden izin alınarak icra edilebilir, eylemde sergilenecek öfke de “müsaadenizle biraz hiddetlenebilir miyim?” anlamında verilen izin ölçüsünde kontrollü olur. Yoksa izinsiz gösteri ve eylemler, yasal olmadığı gerekçesiyle toplum yöneticileri nezdinde gayr-I meşru sayılır ve müdahale edilerek engellenir. Demokratik eylemlerin istenen sonucu getirmediği ve bir şenlikten, şov mahiyetinde bir gösteriden öteye geçmediği herkesin malumudur. Bu itibarla eylem, topluma yönelik bir faaliyettir. Ancak dua ise demokratik bir eylem değil, dinin emri özel bir ibadettir ve yalnız Allah'a yapılır. Bir halk hareketi olarak toplumsal eylemin muhatabı, istekleri karşılaması istenen yöneticiler ya da gücü elinde tutanlardır. Ama duanın muhatabı ne toplumdur, ne de yöneticilerdir, yalnızca Yüce Allah'tır. Gösteri ve şov gibi amaçlarla yapılamaz. Demokratik eylemlerde yapılan dua faaliyeti, Allah'a yönelik bir ibadet olmaktan uzaktır. Bu durumda dua demokratik eyleme alet edilmiş olmaktadır ki bu da duaya karşı saygısızlıktır ve günahtır. Müslümanların bundan sakınması gerekirken ne yazık ki duayı eylemlere alet ettiklerini görüyoruz. Hatta yalnız duayı değil, bir çok eylemde orucu, sabah namazı gibi bazı namazları demokratik eylemlere yama yapıyorlar ve dini bu sosyal şenlik mahiyetindeki aktivitelere alet ediyorlar.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon