Deniz Turizmi ve Şehrin Yeni Kimliği
Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmasına rağmen uzun yıllar boyunca deniz turizmi potansiyelini yeterince değerlendiremeyen bir yapıya sahipti. Fakat son yıllarda özellikle kruvaziyer turizminin canlanması ve marinaların yatırımlarla yenilenmesi, sahil kentlerinin hem ekonomik hem kültürel çehresini dönüştürmeye başladı. Bu dönüşüm, sadece yaz aylarında sahilleri dolduran turist kalabalıklarıyla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda bir şehrin ekonomik modeli, sosyal yapısı, kültürel alışkanlıkları ve kentsel kimliği üzerinde de belirleyici bir rol üstleniyor.
İzmir, Antalya, Bodrum, Kuşadası ve Çeşme gibi kıyı kentlerinde artık sadece otellerin doluluk oranı değil, kruvaziyer limanlarına yanaşan gemi sayısı, marinalardaki yat trafiği ve tekne turlarının rotaları da önemli birer gösterge haline geldi. Her yeni gemi demir attığında şehir ekonomisi canlanıyor, esnaf iş yapıyor, kültürel mekânlar ziyaretçi çekiyor. Deniz turizminin sağladığı bu hareketlilik, yerel halkın geçim kaynaklarını çeşitlendiriyor, turizmin sezonluk bir gelir olmaktan çıkıp sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlıyor. Bu gelişmeler yalnızca ekonomik değildir.
Denizle kurulan ilişkinin yeniden şekillenmesi, şehirlerin yaşam kültürünü de etkiliyor. Önceleri yalnızca balıkçılıkla ya da yük........
© Gazete İlk Sayfa
