Zorla(n)mak
Bugünlerde çok duyuyorum: Nasibimi zorladım başardım! Nasip, kader, kısmet vs. ne kadar çok kullanıyoruz. Kendimize soralım. Biz her şeyi yeterince zorluyor muyuz? Yeterli zaman vermeden kısmette yokmuş deyip bırakıyor muyuz? İlk zorlukta kaçıyor muyuz? Yeterince gücümüz mü yok? Hayat bize hep gol mü atıyor? Neden hep yanlış soruların peşinden gidiyoruz? Zorlanmadan başarı gelir mi? Hadi, düşünelim…
Bir öğrenci yeterli seviyede çalışmadığı zaman ister istemez bu duruma kayıtsız kalamıyorum. Bir sıkıntı mı var dediğimde onlarca bahane ve arkasından ben istesem de başarılı olamam diyor. Bunun tersi bir durumda ise velilerimiz, aman hocam biz çektik onlar çekmesin diye zorlamıyoruz. Aslında zorlasak çok daha iyisi çıkar. Neden zorlamıyoruz? Acaba zorlama ve rahat bırakmak arasındaki dengeyi kuramıyor muyuz? Günde iki saat akademiye zaman ayıran çocuklar çok rahat başarılı oluyorlar. Çok değil on beş dakika kitap okusak, bir test paragraf çözsek işler mis gibi gidecektir. Bunun yerine masadan tabağını kaldırmayan, ödevlerini ebeveynleri yapan çocuklar yetiştirdik. Emeksiz yemek olmaz.........
© Gazete İlk Sayfa
