menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

RUBİCON'U GEÇMEK!

10 1
24.03.2025

Sanırım ocak ayıydı. İstanbul'daki CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalarda belediye başkanlarıyla ilgili gözaltı ve tutuklama kararlarının gelmeye başladığı ilk günlerdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, Saraçhane’deki basın toplantısında ilk kez o soru soruldu:
"Belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili bir endişeniz var mı?"
İmamoğlu da yanıtını verdi: “Rubicon’u geçenler için kaygı ve korku yoktur.”
Türkiye'nin ilk kez duyduğu ‘Rubicon'u geçmek’ deyimi ne anlama geliyor?
Rubicon, Roma İmparatorluğu’nun İtalya topraklarındaki en önemli sınırlarından biriydi. Günümüzde İtalya’nın kuzeyinde bulunan bu küçük nehir, Roma kanunlarına göre aşılmaması gereken bir çizgiydi.
Dönemin katı kurallarına göre hiçbir Roma generali, ordusunu bu nehrin güneyine geçiremezdi. Bunu yapması, “açık bir savaş ilanı” ve “vatana ihanet” olarak kabul edilirdi.
M.Ö. 49 yılının 10 Ocak günü, dönemin ünlü komutanı Julius Sezar, Roma Senatosu ile yaşadığı siyasi anlaşmazlık sonucunda ordularıyla birlikte Rubicon Nehri’ne geldi.
Uzun süren bir düşünme sürecinin ardından, “Alea iacta est” (Zar atıldı) diyerek nehri geçti. Bu karar, Roma’da bir iç savaşın başlangıcı oldu.
İşte bu “Rubicon’u geçmek” deyimi, o günden bu yana “geri dönüşü olmayan bir karar almak”, “kritik bir eşiği aşmak” anlamında kullanılıyor.
Deyim, “Alınan kararın sonuçlarının tam olarak bilinmese de artık geri dönülemez bir yola girildiğini” anlatıyor.
İmamoğlu'nun Rubicon'u geçmesinin ardından iki ay geçti ve 'kent uzlaşısı' kapsamında terör örgütü PKK'ya, belediye başkanı seçimlerinde kendisine oy verilmesi karşılığında para aktarmak ve belediye ihalesinde yolsuzluk yapmak suçlaması ile iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltı süreci başladı.
Saraçhane önünde ve Türkiye'nin dört bir........

© Gazete Gerçek