menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İyi niyet ve masal kafası

9 0
yesterday

Millet olarak “masal kafası”na sahibiz, bu durumu ben iyi niyetli oluşumuza bağlıyorum. Dünyada hiçbir millet yok ki ona bir fikir gerekçeleri açıklanmadan sunulduğunda bizim kadar bağrına bassın. Çoğu zaman karşımızdakine ayıp olmasın diye bazen de sırf inanabilmek ihtiyacıyla masal dinlemeyi, kulağımızın dibinde avaz avaz bağıran gerçeklere tercih ederiz. Maalesef son tahlilde bizi sırtımızdan vuran, gerçeklere kulaklarımızı tıkamaktır. Bazılarının çıkıp da “Bu millet cahil, salak olduğu için her şeye inanıyor,” dediğine bakmayın siz. Bu kadar kolay ikna olmamızın altında çocuk kalbi taşımamız, merhametli ve affedici olmamız yatar. Birisi gelir, size düştüğü müşkülü iki gözü iki çeşme anlatır. Düşmanınız da olsa “Oh!” demez, “Vah, tüh!” deriz. (Elbette ki psikolojik bir sıkıntımız yoksa.) Zaten o yüzden değil midir “mağdur edebiyatı” yapanlar bizde baş tacı edilir. Ne yapsın insanımız “Koskoca adam iki gözü iki çeşme ağlıyordu,” diye konduramaz bunu yapana. Kim olduğuna bakmadan hemen kol kanat gereriz. Düşmanına bile bu merhameti gösterebilecek kadar iyi yüreklidir, bazılarının sandığı gibi “balık hafızalı” değildir milletimiz. Kötüden bile iyiliği umduğu için ne kaybederse kaybetsin karşısındaki ona bir adım gelince unutur, geride bırakmaya çalışır tüm yapılanları.
Onun için milletimize kolay ikna oluyor, balık hafızalı diye kızanlara şaşırıyorum, demek ki hiç tanımıyorlar içinde yaşadıkları Türk toplumunu. Mesela, yokluğu dibine kadar yaşasak da elimizdekiyle yetinir ağlayıp sızlanmayız. Diğer milletlere mensup olanların yaygarayı basacağı yerde biz sessizce sabır göstermeye çalışırız. Yakın tarihten bir örnekle aradaki farkı açıklamaya çalışalım: Vakti zamanında Almanya’ya........

© Gazete Gerçek