menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vicdan azabı halüsinasyonları

27 3
08.02.2025

Meseleler ikiye ayrılır. Zihne musallat olanlar, kalbe musallat olanlar. Adını, şu meşhur “Gölge etme başka ihsan istemem” cümlesini söyleyen Diyojen’den alan sahafta bir Oktay Akbal kitabı: İnsan Bir Ormandır. Can Yayınları baskısı. Kapağı açar açmaz bir not. “İnan seni tanımak, seni sevmek, seninle dost olmak çok güzeldi. Bu güzelliğin sürmesi dileğiyle... 2 Ocak 1988 Cumartesi. Nesli”. İşte kalbe musallat olan meselelerden biri.

Evlilikte mutluluğu bulamayan bir insanın dramını anlatan romanın birinci sayfasına yazılan bu cümleler karakterin kaderini yaşamamak için belki de. Notu yazan, ömrüm bu roman kişisi gibi geçsin istemiyorum, diyor açıkça. Bir başka edebiyatçı, Muzaffer Buyrukçu bu kitaptan etkilenen okurlar arasında. Romanın düşündürdüğünü bir ok gibi atıyor üzerimize. Kim bilir o ok kaç milyon insana saplanır? “Birini istemeyeceksin, ama o istemediğinle, yasalar ve çevre hayır dediği için, ilişkini sürdüreceksin. Neden?” Bizimki gibi ülkelerde bu soruların cevapları apaçık ortada. Bedeli ise yitip giden yaşamlar. İstememe ya da varoluş hakkı bir gelişmişlik göstergesi. Tek insanın bile değerinin olması da.

Buyrukçu’nun yorumunu şuna benzetebilirim: Bir günlüğün olacak, günlerin geçip gidecek ve o akıp giden günlerde yaşadıklarını senin günlüğüne bir başkası yazacak. Üstelik kendi kıt diliyle.

Yazının girişindeki saptamayı biraz daha........

© Gazete Duvar