menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Depremin ikinci yıl dönümü: Kahramanmaraş’ta bellek, mekân ve iktidar

35 8
06.02.2025

Çokça alıntılanmıştır, “İnsanın iktidara karşı mücadelesi hafızanın unutmaya karşı mücadelesidir” der Milan Kundera, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı'nda. Yani bellek politik bir mücadele alanıdır. İktidar unutmak ve unutturmak ister, insan hatırlamak. İktidar bize durmadan aksini söylese de, deprem alabildiğine politik bir olgu olduğu için aynı şekilde hatırla(t)manın ve unut(tur)manın konusu. Ve depremin ikinci yıldönümünde hatırlama/unutma üzerine mücadeleyi tekil bir bina üzerinden tartışmak istiyorum, Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şubesi binası üzerinden.

Mimarlar Odası kurulduğu 1954’ten 80’lerin ikinci yarısına kadar sadece üç şubesi olan bir örgütlenme yapısına sahipti. 90’larda ivmelenen şubeleşme süreci, hızı azalsa da kesintisiz sürdü ve bugün itibarıyla Mimarlar Odasının 29 şubesi bulunmakta. İşte bu şubelerden biri olan Kahramanmaraş Şubesi, üstelik henüz şube değil temsilcilik iken kendi binasını üretti. 2005 yılında açılan sınırlı, yerel bir yarışmayla elde edilen proje 2007 yılında uygulanmaya başladı ve yapı 2010 yılında hizmete geçti. İlginç olan, kısa sürede binanın kentlilerin kolektif belleğinde de yer tutması oldu; adres tarif edilirken referans verilen bir nirengi noktası.

ABD’li şehir plancısı Kevin Lynch, 1960 yılında yazdığı ve mimarlık ve planlama okullarında hala okutulan Kent İmgesi adlı kitabında, kenti nasıl algıladığımızı, deneyimlediğimizi ve hatırladığımızı tartışır. Lynch’e göre, bu, kent mekânının bizde oluşan zihinsel imgesi sayesinde mümkün olur. Böylesi (bireysel) imgelerin ortaklaşmasını sağlayan bir dizi fiziksel eleman tipi mevcuttur ve bunlardan biri “referans noktaları” olarak Türkçeleştirebileceğimiz landmarklardır. Böylesi referans noktaları çoğunlukla anıtlar veya anıtsal yapılardır; zaten referans noktası olarak inşa edilmişlerdir. Ancak bu saikle inşa edilmediği halde bazı yapılar ayrıksı unsurları sayesinde (göze batan bir detay veya sıra dışı bir form) referans noktası haline gelebilir. İşte Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şubesi binası da, içinde yer aldığı apartman dokusunun içinde belki de ölçeğinin yarattığı tezat sonucu böyle bir referans kimliği kazandı.

Mimarlar Odası binası her şeyden önce küçüklüğüyle ayrıksıydı; sadece ihtiyaç kadardı. Bakıldığında iddialı bir formu da yoktu; küçüktü, dengeliydi, bina gibi binaydı. Olması gerektiği gibi, olması gerektiği kadar. İkinci olarak, bir binanın yapımının -tabirim mazur görülsün- aslında atla deve bir iş olmadığını gösteriyordu: bilimsel gereklerin tanımladığı teknik uygulamayı hayata geçirdiğinizde binanız kullanıcılarına gerekli konforu da sağlayacaktır, depreme de dayanacaktır.

Lynch tartışmasını fiziksel mekân ve algı üzerine inşa eder, ancak mekânları kavrayışımız, onlara yüklediğimiz ve toplumsal olarak üretilen anlamlarla da şekillenir. İşte 2023 Depremleri Kahramanmaraş şube binasına böyle bir anlam yükledi. Depremin ardından bina, tarumar olmuş kent dokusunun içinde mucizevi bir biçimde hasarsız ayakta kalmış görünüyordu. Ve bu çarpıcı görüntüsüyle de ulusal ve uluslararası basında........

© Gazete Duvar