İsrail nereye koşuyor?
Her şey giderek netleşiyor benim için ve İsrail’ “imparatorluk modelini” kendine uyarlamaya çalışıyor.
İsrail’in hedefinin sadece Filistin olmadığı başından beri belliydi. Filistin, Yemen, Lübnan, Suriye, Akdeniz ve sonra Irak ve sonra kim bilir nereler var İsrail’in hedefinde.
Çatıştıra çatıştıra ülkeleri zayıflatan, sınırlarını çatırdatan İsrail; küçük küçük böl, kendine bağla, yönet stratejisi ile Türkiye’nin Suriye sınırına kadar geldi.
ABD’nin yıllardır SDG konusunda yarattığı gel git açıklamalara rağmen yıllar önce zikredip yazdığım noktada oldum hep; “SDG’yi asla gözden çıkarmaz-çıkaramaz ABD!”
Çıkaramaz çünkü ABD lobileri Ortadoğu konusunda ikiye bölünmüşse de İsrail ve SDG taraftarları çok daha güçlü bir kesimi temsil ediyor bu nedenle Trump da ne kadar marjinal olsa da bu sistemden bağımsız hareket edemez.
Evet İsrail önüne koyduğu “Post modern imparatorluk” modeli ile Ortadoğu’yu hakimiyeti altına almakta kararlı.
Son iki yıldır sık sık Papa Francesco’nun gerçekleştirdiği ve benim de bizzat yerinden takip ettiğim Irak ziyaretini anımsıyorum her nedense.
Hz.İbrahim ve Hz.İsa üzerinden “tek coğrafyada siyasi-dini-ekonomik birlik ve beraberlik” mesajlarını her fırsatta vermişti Papa Francesco. Ve o ziyaret Obama ile pimi çekilen “Yeni Ortadoğu” planının “sona yaklaşıyoruz hazır olun” lansmanı gibiydi.
İsrail’in öncelikli hedefi önemli ticaret yollarını içine alan bir sınır........
© Gazete Damga
