menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şiir gibi

9 0
12.04.2025

Yazmanın önemi ve sorumluluğu

Yazmak; yaşamak, düşünmek, şiir, hatta aşk kadar önemli bir eylem olmalıdır. Kalemi tutan elin sorumluluğu ile yazılanı okuyanın sorumluluğu arasında bir tefekkür insicamı bulunur. Bu açıdan bakıldığında insanın seçilmişliği ortaya çıkar ve bu, akıl ile kalbin, akıl ile gönlün, akıl ile hissin aynel yakın ilişkisini gözler önüne serer. Aşk, yalnızca dille değil, gönül ve ruh ile irtibatlıdır. Dil ise şiirle, kendi varlığından haberler taşır.

Şiire yakışanı kesinlikle okumaktır. Çünkü şiir, önce bir okuma eylemiyle ruhu sarmalar, anlam katmanları arasında gezdirir ve insanın içinde yeni sesler uyandırır. Yazmak ise bu yankının bir cevabı, bir devamı niteliğindedir. Ama önce şiiri duymak, hissetmek gerekir ki yazmak mümkün olsun. Şiir, yazanın kaleminde doğmaz; okuyanının ruhunda yankılanarak var olur. Şiir önce söylenir, sonra okunur. Ama en çok okunduğunda yaşar şiir.

İNSAN VE ÇEVRESİ

Gelişigüzel her eylemde bile kişi, ruhen algıladığı tüm bilgileri ve hayatının farklı evrelerinde edindiği birikimleri yansıtır. Doğduğu aileden toplumuna, eğitiminden iş hayatına kadar her detay, kişinin düşünce dünyasını şekillendirir. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözü, insanın işine ve eylemlerine yüklediği anlamı hatırlatır. Burada önemli olan, insanın gönül sofrasında neyle beslendiği ve neyi beslediğidir. “El işte, gönül yârda” denildiğinde de insanın iş hayatı ile gönül dünyası arasındaki bağlantının kopmaması gerektiğine dikkat çekilir.

DÜNYA VE ÖTE ÂLEM ARASINDAKİ BAĞ

Yaşanan her olay, yalnızca dünyevi bir eylem değil, aynı zamanda öte âlemin izlerini de taşır. İnsan, bilsin ya da bilmesin, maddeyle temas ederken metafizik bir atmosferi........

© Gazete Damga