Suveyda krizinin düşündürdükleri
Bazen öyle gelişmeler olur ki, onları odağa almadan başka konularda kalem oynatmak olmaz. Ancak o meseleler hakkında da kalem oynatmak zordur zira kapanmamış bir dosya, sahada devam eden/ tam anlamıyla dosya kapanıncaya kadar yeni gelişmelere gebe bir durum ile karşı karşıyasınızdır. Suveyda krizi böyle bir kriz. Üstelik bundan önce çeşitli kereler baş göstermiş, şubat ve nisan ayında ciddi sayılabilecek çatışmaları ve beraberinde İsrail’in tehditlerini perde önüne taşımış bu kriz bu sefer ne sadece Suveyda ne de Bedevi-Dürzi çatışması ile sınırlı bir kriz. Elbette çatışmanın Suveyda’nın kontrolü ile ilgili boyutu var, hep vardı ve bu açıdan Suriye merkezi hükümetinin toprak bütünlüğünü sağlama kapasitesiyle ilgili. Ayrıca Bedevi-Dürzi ya da Sünni-Dürzi çatışması olarak görülebilecek bir boyutu olduğu için çatışma kimlikler üzerinden toplumsal güvensizliği fitillemeye çok elverişli bir çatışma. Bu durum, tüm Dürzi güçler Şam’a karşı olmasa da, Hikmet el-Hicri’yi destekleyenlerin sayısı daha sınırlı kalsa da, Dürzi hareketi için çok önemli Velid Canbolat gibi figürler Suriye birliğini desteklese de, el-Hicri’nin destek aldığı İsrail bölgedeki halklar ve toplumlar için -en yumuşak deyimi ile- sorunlu bir aktör olsa da böyle. Dolayısıyla Suveyda krizleri Şam’ın toplumsal güvenliği sağlayabilme kapasitesine yönelik, üstelik Şam’ın merkezi olarak güçlenmesi alan kontrolünü, sınır kontrolünü sağlamayı da gerektirirken, çok ciddi bir sınamaydı. Tüm bunlar zaten Suveyda çevresinde dönen krizi Suriye’nin geleceği ve Şaraa’nın kurup savunduğu Suriye birliği anlatısı için önemli hale getiriyordu. Fakat son yaşadığımız ve yine Bedevi kabilelerle Suveyda’da kontrolü elde bulunduran Dürzi gruplar arasında başlayıp, ordu mensuplarının tuzağa düşürülüp öldürülmesiyle başka bir seviyeye çıkan Suveyda krizi, İsrail’in müdahalesiyle bambaşka bir şeyi temsil eder, doğrudan Suriye’nin geleceği ile ilgili hale geldi.
MERKEZİ ŞAM’IN MÜCADELESİ VE BİTMEMİŞ SORUNLAR
Şam yönetiminin önünde bazı açık dosyalar var. PYD ve Süveyda dosyası böyle dosyalardan. Şam yönetimi uzun bir savaşı yeni bitirmiş, insan kaynağını HTŞ’nin ötesine yeni yeni çıkarabilen, daha ambargolar gibi ekonomik-siyasi sıkıştırmalardan yeni kurtulabilmiş bir yönetim. Şaraa önündeki zorluklar ve riskler kadar fırsatların farkında. En önemli fırsat, merkezi Şam yönetiminin de dayandığı en önemli güç aslında şu anda Şam’ın merkezileşmesine yönelik eğilimi pek çok aktörün destekliyor oluşu. Ankara, Körfez’in belli başlı ülkeleri, Ürdün-Lübnan-Irak gibi yakın Arap başkentleri Şam’ın ulusal merkezi bir aktör olarak kendi ayakları üzerinde durmasını istiyor. Suriye devriminin doğası İran ve Rus varlığının bölgede sınırlanması anlamına da geldiği için ABD ve ABD’nin peşi sıra takılmış Avrupalı başkentler de yola Şam ile birlikte devam etmek kararını vermiş görünüyor. Bunu kaldırılan yaptırımlardan tutun Şaraa’nın önemli zirve ve toplantılarda ağırlanmasından anlıyoruz. Tom Barrack’ın romantik konuşmalarını çok romantik diyerek önemsemeyebilirsiniz ama bizzat Trump’ı Colani/Şaraa övgüsü, yeni Suriye vurgusu hatırlanacaktır. Zamanında Esat ve Esat karşıtları arasında mücadele devam ederken Suriye bölge devletleri için bir tür rekabet alanına da dönüşmüştü. Eksenler farklı gruplar üzerinden birbirini kesiyordu. Oysa bugün farklı araçlar üzerinden bölgeyi ve bölgesel güç dengesini etkileme/tutma kabiliyetine sahip Türk-Arap devletleri Şam’ın ayağa kalkması konusunda........
© Gazete Damga
