menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Modern dünyanın ahlaki krizi: Tarihsel dalgalar, normlar ve bugün

8 1
31.03.2025

Öncelikle bütün okuyucularımın Ramazan Bayramı’nı kutlarım. Cenab-ı Allah’tan ülkemizdeki iç karışıklıkların son bulmasını, vatandaşlarımızın vatandaşlık haklarının korunduğu, sosyal adaletin, fikir ve vicdan özgürlüklerinin tartışma konusu olmadığı, daha demokratik ve çoğulcu, daha müreffeh, daha huzurlu ve daha mutlu bir Türkiye niyaz ederim.
***
Bugün sizlerle geçen hafta yazdığım İnanç ve Ahlak ilişkisini anlatan makalemin devamı sayılacak bir yazı paylaşacağım. Aslında ne kadar zamandır üzerinde düşündüğüm, okuyup araştırma yaptığım konulardan biri olan Ahlak ve Ahlak Felsefesini güncel siyasi bir meseleden dolayı konu edeceğimi düşünmezdim. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu ve hepimizi üzen siyasi gerginlik ortamını analiz etmemek de olmazdı. Aslında bu konu, yani “ahlaki kriz” konusu, hakkında benim geliştirdiğim bir teorimi paylaşacağım. Bu teoriyi anlatırken de, aynı zamanda, daha önce bu köşede bahsettiğim Kondratieff, Kuznets ve Modelski’nin dalgalarına da değineceğim.

Modern dünyada içinden geçtiğimiz süreç, sadece iktisadi ya da siyasi bir değişim dönemi değil; aynı zamanda derin bir ahlaki gerilim ve yeniden inşa sürecidir. Bu krizi anlamlandırabilmek için onu tarihsel, iktisadi ve toplumsal boyutlarıyla birlikte ele almak gerekir. Bu yüzden dilerseniz, daha önce bu köşede bahsettiğim Kondratieff, Kuznets ve Modelski’nin dalgalarını kısaca bir hatırlayalım…

Şu an içinde bulunduğumuz dönem (2020-2030 arası) bütün dünyada hem teknolojik paradigma değişiminin gerçekleştiği hem de yeni küresel hegomonya sisteminin belirleneceği bir dönem. Teknolojik paradigma değişimleri beşeri sermaye birikimi sürecine dayanır ve üretim tarzında küresel bazda köklü değişimlere yol açar. Daha önce bu köşede bahsettiğim küresel ekonomide yaklaşık 50-60 yıl süren Kondratieff Dalgalarının her biri bir teknoloji paradigmasına denk gelir. İçinde bulunduğumuz dönemde Altıncı Kondratieff Dalgası başlamaktadır. Üretim tarzında değişimin radikal etkilerini yaşam tarzımız üzerinde (aile ilişkileri, evden çalışma, sosyal medyada iletişim gibi) ve toplumsal yapımızdaki kırılmalar etrafında (artan ve kronikleşen işsizlik, kaçak göçmen akınları ve dış borç krizleri gibi) görmekteyiz. Öte yandan yine bu köşede yakın zamanda yazdığım Modelski’nin her biri 100-120 yıl süren Uzun Döngülerinden Beşincisi bitip Altıncısı başlamakta. Bu da küresel hegomonya sisteminin ve uluslararası siyaset, finans ve ticaret kurallarının yeniden belirleneceğini göstermekte. Bu ikisi uzun vadeli ve küresel döngülerdir. Bir üçüncü dalga da Kuznets (İmar) Dalgası’dır ki, 18-25 yıl arası süren bu dalgalar milli ekonomiler bazında olup alt yapı sermayesi birikim rejimi tarafından belirlenir. Türkiye’de 100 yıl içinde beş Kuznets Dalgası görülmüştür ve Altıncı Kuznets Dalgası da 2023 itibariyle başlamıştır. Her Kuznets Dalgasının sonunda yeni gelen kuşakların talepleri ve yeni altyapı sermayesi ihtiyacı ülkenin siyasi yapısında da köklü değişikliklere yol açmaktadır. Dolayısıyla bu üç dalganın eş anlı olarak yenilendiği bu dönemde hem dünyada hem de Türkiye’de toplumun talepleri ile eskiyen Hükümet rejimleri arasında çok boyutlu çatışmalar çıkmaktadır. Bu çatışmalardan biriside ahlaki boyutta gerçekleşir. O zaman geçen yazıda bahsettiğim ahlak tanımını hatırlayalım.

Toplumlarda mevcut olan ahlak sistemleri ikiye ayrılabilir:

1. Betimleyici (Descriptive)........

© Gazete Damga