Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı
Anadoluhisarı kıyısında yer alan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, XVIII. yüzyılın sonlarında küçük bir yapı olarak ortaya çıkmış, XIX. yüzyıl başlarında Bağdadi üslupta yeniden inşa edilerek Osmanlı sivil mimarlığının seçkin örneklerinden biri hâline gelmiştir. Günümüzde yaklaşık 85 milyon dolar değer biçilen bu yalı, mimari ihtişamının ötesinde Osmanlı toplumunun sosyal ve bilimsel yönelimlerini de yansıtan bir tarih taşır. Dolayısıyla yapının anlamını kavramak için mimari düzenine ve tarihsel işlevine birlikte bakmak gerekir.
Yalının mekânsal organizasyonu, Osmanlı konut geleneğinin tipik ayrışmasını sergiler. Kuzey bölümü selamlık, güney bölümü harem olarak düzenlenmiştir. Özellikle selamlık kısmı kazıklar üzerine oturtulmuş, geniş salonun ortasına kadar denizin sokulduğu özgün bir tasarıma kavuşmuştur. Bu alanda açılan kapaklardan içeriye deniz süzülmekte, etrafına yerleştirilen limon ağaçlarıyla tabiatla mekân arasında estetik bir bağ kurulmaktadır. Ancak 1947 yılında Hekimbaşı’nın kızı Meliha Hanım tarafından yıktırılarak satılmasıyla bu bölüm ortadan kalkmış, yalının bütünlüğü bozulmuştur. Buna rağmen harem kısmı ayakta kalmış, Payidar Hanım’dan kızı Sakibe’ye, oradan da varislere intikal ederek günümüze kadar korunmuştur. Böylece yapı, aile bağları üzerinden aktarılan bir miras olarak sürekliliğini........
© Gazete Damga
