Erken gelen goller nedeniyle tribünlerdeki coşku artırmış ve maç farka gider mi sorusuna cevap aranır olmuştu..

Ancak özellikle hücuma çıkarken kaptırılan toplar, rakibe geniş alanlar sunmaya başlamıştı..

Fransız ekibi bu boşlukları hızlı hücumlarla değerlendirdi..

Nitekim 37. dakikada kazanılan penaltıyı Carlos gole çevirince, ilk yarı Fenerbahçe’nin 2-1’lik üstünlüğüyle sona erdi, ama bu defa tribünlerdeki coşku yerini endişeye bıraktı..

Maçın ilk 45 dakikalık bölümünde, Fenerbahçe adına orta sahada kaptırılan toplar sonucu, savunmada az adamla yakalanmak, en büyük sıkıntı olarak gözüküyordu..

İkinci yarının perdesi açıldığında, ilk yarıdaki üstün oyun geride kalmış, Nice’in ön alan baskısıyla ciddi sıkıntılar yaşanmaya başlamıştı.

Pas bağlantıları bir türlü kurulamıyor, bunun sonucunda hücum varyasyonları üretilemiyordu.

Topu kaleci Ederson’a geri verme sayısı ise, muhtemelen istatistik kitaplarına geçecek kadar artmıştı..

Ne zamanki hoca, orta sahadaki kan kaybını durdurmak için cesur bir hamle yaparak, Talisca ile Asensio’yu aynı anda kenara alıp, Szymanski ve Alvarez’i oyuna sürdü..

Artık orta saha yeniden direncini bulmuş ve pas yolları açılmıştı..

Ancak özellikle En Nesyri çok kötü gününde olunca, ilk yarı skoru aynı zamanda maçında skoru oldu..

Bu galibiyet aslında Sarı Lacivertlilerin ilk 25 dakikada yaptığı baskının eseriydi.

Gecenin kahramanı ise tartışmasız, iki........

© Fotospor