İslamcılık Mülahazaları ile ilgili Bazı Anektodlar
İslamcılık, Müslüman kimliğinin siyasal düşünme formasyonudur ki her Müslümana vaciptir. Çünkü siyasal bilinçten ve formasyondan yoksun Müslümanlık İslam ümmetini koruma programı olmadan hayatta kalma çabasıdır ki şu gavur dünya düzeninde kurda kuşa ümmeti yem etmek demektir. İslamcılık derken bunun iktidardaki, muhalefetteki veya araf'taki versiyonları da dahil olmak üzere çeşitlilik arz eden bir durumdan söz edilmektedir. Bu durumlardan her biri ayrı bir siyasal bilinç ve eylemlilik gerektirir ki bu gereklilikler İslam fıkhının dinamizminde kendini gösterir. İslamcılığı salt muhalefet retoriği ve eylemi içinde bir normatiflikle ele alanlar kavramın hayatiyet bulma çeşitliliğine ket vurmakla kalmazlar aynı zamanda İslam tarihinin başlangıcı, süreci ve geldiği noktayı da nazarı dikkate almamakla suçlanabilirler.
İslamcılığın Çeşitli Formları
İslamcı düşünceye gönül vermiş kişi, akım ve oluşumları öncelikleri konusunda tasnif etmekte fayda vardır. Burada İslamcılığı salt bir kaç ilkeye indirgeyen algıların sorunsallığı da daha net anlaşılabilir. Örneğin, tevhid ve adaleti önceleyen; iktidarı, eğitimi önceleyen İslamcı örgütlenmeler olabileceği gibi; hizmeti, sivil toplumcu organizasyonları, evrensel insan hak ve değerlerinden söz edenleri de bulunabilir. Abdülhamit İslamcılığının, Mehmet Akif ve Sebilürreşat çizgisinin; cumhuriyet öncesi ve sonrası İslamcı aydınlardaki fikri çeşitliliğin ve tavır farklılıklarının doğallığı tüm bunları bir arada İslamcı olarak algılamayı da kolaylaştırmaktadır. Aksi halde herkes kafasında kurguladığı İslamcı kimliğe, oluşuma işaret eder ve ona sürekli yapıldığı gibi bir son biçebilir. Ki bu son biçme çabaları yeni olmamakla birlikte ve tükenmesi gerekirken hala devam etmektedir. Ama öte yandan her son ilamından sonraki yıllarda İslamcılık, kılık ve tavır veya duruş değiştirerek adeta yeni formlarla yenilenerek karşımıza çıkmakta ve bu durumu bolca analiz konusu olabilmektedir. Aslında sona ermesi gereken İslamcılık değil İslamcılığa bir son biçme çabalarıdır.
Bizim sorunumuz kimin İslamcı olduğunu belirlemek değil kimin nasıl bir İslamcılık performansı sergilediği ile uğraşmak olmalıdır. Bu dünyaya dair siyaset üreten her Müslüman İslamcıdır. Konu bu kadar basittir aslında, ama insanların İslamcılık ufuklarını ve vadettikleri siyaseti her daim sorgulamak da gerekmektedir. İslam’ı, sadece kültürel bir fon ya da sadece ahireti ilgilendiren bir din kabilinden yaşayanlar dışında İslamcılık herkesi kuşatan bir kavramsallaştırmadır. Kimin, dünyaya, Müslümanlara dair İslam kaynaklarına yaslanan ve ondan mahreçli bir düzen getirme iddiası varsa, siyasete en mesafeli insan dahi İslamcıdır.
Müzmin Muhalif İslamcılık Türünün Kemalistleşme Süreci
İslamcılığın ülkemizde son zamanlarda müzmin muhalif İslamcılık diye de bir türü vardır ve bu türün temsilcilerinde........
© Fikir Coğrafyası
