menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump’ın dostu Filistin davasını savunabilir mi?

30 23
previous day

İsrail her geçen gün Gazze’deki soykırım suçlarına yenilerini ekliyor. Gazze’de 7 Ekim 2023’ten beri devam eden saldırı ve katliamlarında yaşamlarını yitiren sivillerin sayısı 55 bini geçerken İsrail, insani yardım bekleyen sivilleri katlediyor ve bu saldırılar nedeniyle açlıktan ölümler artıyor. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, İsrail’in Gazze’de soykırım suçundan yargılanması ve Gazze’ye yönelik saldırıların son bulması amacıyla aralık 2023’te BM’ye bağlı Uluslararası Adalet Divanına (UAD) yaptığı başvurunun kabul edilmesinin ardından bu kararların uygulanması için oluşturulan ‘Lahey Grubu’ geçtiğimiz hafta Kolombiya’nın başkenti Bogota’da ‘acil durum konferansı’ düzenledi. Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 30 ülkenin katıldığı konferansta İsrail’e karşı açıklanan 6 maddelik ‘eylem planı’, 12 ülke tarafından imzalanırken Türkiye’nin henüz imza atmaması tartışma yarattı. İsrail’e karşı ‘eylem planı’na imza atılmaması konusunda yapılan eleştirilere Dışişleri Bakanlığının verdiği yanıt, özrü kabahatinden büyük deyimini hatırlatıyor. Bogota toplantısı, Erdoğan’ın İsrail’e yönelik sert söylemlerinin pratikte hiçbir karşılığının olmadığını ve iktidarının Ortadoğu’da ABD’nin politik ekseninden çıkmadığını/çıkamadığını gösteriyor.

Uluslararası Adalet Divanında açtığı ‘soykırım’ davası ile İsrail’in savaş suçlarının dünya kamuoyuna taşınmasına öncülük eden G. Afrika Cumhuriyeti, UAD’nin İsrail’a karşı aldığı yaptırım kararlarının uygulanması için 9 ülkenin kurucu üye olarak katıldığı ‘Lahey Grubunun (G. Afrika, Belize, Bolivya, Kolombiya, Küba, Honduras, Malezya, Namibya, Senegal) oluşturulmasına da öncülük etmişti.

İşte Lahey Grubunun çağrısıyla 15-16 Temmuz’da Bogota’da düzenlenen ‘acil durum konferansına Türkiye’nin aralarında olduğu 30 ülke katılmış ancak konferansın ardından İsrail’e karşı açıklanan 6 maddelik ‘eylem planı’, sadece 12 ülke tarafından imzalanmıştı. Eylem planında “İsrail’e silah, mühimmat ve askeri alanda kullanılacak ürünlerin gönderilmesinin engellenmesi; İsrail’e silah ya da mühimmat taşıyan gemilerin bandırası ne olursa olsun limanlara sokulmaması; imzacı ülkelerin yük gemilerinin hiçbir şekilde İsrail’e askeri malzeme taşımaması; İsrail’le yapılmış anlaşmaların gözden geçirilip iptal edilmesi ve İsrail’e karşı alınmış yaptırım ve ceza kararlarına tam olarak uyulması” gibi kararlar yer alıyor. Her fırsatta kendini Filistin davasının en büyük savunucusu gibi göstermeye çalışan Erdoğan iktidarının bu bildiriyi imzalamaması, Filistin sorunundaki ikiyüzlü politikasını yeniden tartışma konusu haline getirdi.

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin ‘eylem planı’na imza atmamasıyla ilgili eleştirilere ‘sert’ yanıt verirken aslında kendi suçunu da itiraf ediyordu. Dışişleri Bakanlığının........

© Evrensel