menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kifayetsiz muhteris ve siyasi dizayn

53 59
28.06.2025

İktidar bloku yaşadığı güç kaybını durdurmak için “iç cepheyi güçlendirmek” söylemi üzerinden iç siyaseti kendi bekasını güvenceye alacak şekilde dizayn etmeye ve bu amaçla yargıyı da bu dizayn siyasetinin bir aracı olarak kullanmaya çalışıyor. Bu dizayn siyasetinin önemli ayaklarından birini de 42. Asliye Hukuk Mahkemesinde CHP’nin 38. Kurultayı’nın iptali için açılmış olan ve yeni duruşması 30 Haziran’da görülecek dava oluşturuyor. Çünkü uzman hukukçuların aksi yöndeki raporlarına rağmen 42. Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davayı kabul etmesi; iktidardan alınan talimatlardan, yargının iktidarın siyasi operasyonlarının bir aracı haline dönüştürülmesinden bağımsız değildi. İktidar bu dava üzerinden son yerel seçimlerde ve sonrasında kamuoyu şirketlerinin anketlerinde birinci parti olan CHP’yi iç çatışmalara sürüklemeyi ve mümkünse bölmeyi amaçlıyor.

Öte yandan 4-5 Kasım 2023’te yapılan ve Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği kurultayın iptali için dava açanların başında önceki başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’den devşirdiği isimlerden biri olan ve 6 Şubat 2023 depremi sonrasında halktan gördüğü yoğun tepkilere rağmen yeniden aday gösterilen eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın olması da ayrıca manidardır.

İktidarın iç siyaseti dizayn etmeye yönelik en önemli hamlelerinden biri de CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinden hemen önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik 19 Mart’ta gerçekleştirilen operasyondu. Yargının iktidarın siyasi emellerinin tetikçiliğine soyunmasına ve seçme-seçilme hakkının ortadan kaldırılmasına karşı ülke genelinde yaygın ve milyonların katıldığı kitlesel protestoların düzenlenmesi, iktidarı kısmi de olsa geri adım atmaya zorlamış; İmamoğlu tutuklansa da İBB’ye kayyım atanması planından vazgeçilmişti. Halkın güçlü tepkisinin bir devamı olarak 15,5 milyon kişinin İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için yapılan referanduma katılması, yargı üzerinden yapılan bu operasyonun ters tepmesine yol açmıştı. Ayrıca Kürt sorunu konusunda başlatılan sürecin muhalefeti bölmek için kullanılması hesabı da Saraçhane mitingleri ve aynı dönemde gerçekleştirilen Newroz kutlamalarında CHP ve DEM Parti’nin karşılıklı dayanışma mesajlarıyla boşa düşürülmüştü. CHP’nin sonra da yapmaya devam ettiği mitinglere kitlesel olarak katılan işçi-emekçiler ve gençlik, her türlü hak ve hukuku askıya alan bu baskı rejimine karşı demokrasi, adalet ve insanca yaşam mücadelesinin nereden geçtiğini de gösteriyordu.

İşte iktidar, 19 Mart operasyonunda halkın direnişiyle karşılaşan planı bu kez CHP kurultayının iptali için açılan dava üzerinden gerçekleştirmek istiyor. Bu davayla ilgili uzman hukukçuların raporu, mahkemenin yetkisiz olduğunu (yetkinin seçim kurulunda olduğunu) ve ayrıca........

© Evrensel