Fesih kararı, Lozan ve milliyetçi-şoven histeri!
PKK’nin fesih ve silah bırakma kararlarını açıkladığı kongresiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. İktidar; bu kararları Kürt sorununun barışçıl çözümü, eşit haklar temelinde ortak bir gelecek kurmanın dayanağı olarak kullanmak yerine kendi çıkarları ve bekası için araçsallaştırma peşinde koşuyor. Bu amaçla malum medyada “iktidarın büyük başarısı”, “Erdoğan’ın gerçekleştirdiği devrimler” üzerinden bir propaganda sürdürülerek bu kararlar ekonomik ve siyasal sıkışmışlık içinde olan Erdoğan iktidarı için bir can simidine dönüştürülmeye çalışılıyor. Öte yandan ülkedeki milliyetçi-ulusalcı siyasi çevreler ile medya organları ise, Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasası’nın eleştirildiği bu kongre kararlarının “bir ihanet belgesi” olduğunu; “etnikçilerin ve iktidardaki dincilerin cumhuriyeti yıkma ve ülkeyi bölme projesinde birleştiğini” söylüyorlar. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürt sorununu inkâr eden, Kürtlerin demokratik hak ve taleplerinin söz konusu olduğu her yerde “dış güçlerin, emperyalistlerin bir oyunu”nu gören bu çevrelerin iktidarı eleştirme adına ortaya koydukları tutum, iktidara sorunu istismar için alan açıyor ve ne kadar karşı görünse de pratik olarak en çok onun çıkarlarına hizmet ediyor. Dolayısıyla iktidarın sorunu ve alınan kararları istismarının önüne geçebilmek için bu görüşlerin de eleştirisi yapmak gerekiyor.
Ülkedeki milliyetçi-ulusalcı çevreler, kongre kararlarını “PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı” ifadesi üzerinden tartışıyorlar. Ancak PKK’nin Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün bir sonucu olduğu gerçeğine gözlerini kapatıp “cumhuriyet karşıtlığı”ndan girip “bölünme tehdidi” ve “vatana ihanet”ten çıkıyorlar.
Peki, cumhuriyetin değerlerini savunmanın ve bölünmenin önüne geçmenin yolu gerçekten bu metinleri ‘tartışılmaz’ kabul etmekten mi geçiyor?
Öyle olsaydı herhalde bugün yüz yıl sonra bu tartışmayı yapıyor olmazdık.
Kuşkusuz, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra imzalanan Lozan Anlaşması; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu metinlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu durum, Lozan Anlaşması’nın cumhuriyetin iki kurucu unsurundan birinin inkarının ve dolayısıyla........
© Evrensel
