Almanya’da bir haftadır medyanın, özellikle de kamu yayın kuruluşlarının sol eğilimli yayın yaptıkları, dolayısıyla gazetecilerin sol görüşlü olduğu tartışması yapılıyor. Uzun yıllardır Almanya’da yaşayan bir gazeteci olarak bu tartışmalara zaman zaman tanık oluyorum. Kuzey Almanya eyalet yayın kuruluşunun (NDR), muhafazakar olarak bilinen Julia Ruhs’u işten çıkarması üzerine başlayan tartışma epeyce alevlendi. Ruhs, NDR ile Bavyera eyalet yayın kuruluşu (BR) tarafından ortaklaşa hazırlanan Klar adlı özel haber programının sunucularından biriydi.

NDR, Ruhs’un gazetecilik açısından yetersiz olduğu gerekçesiyle işten atıldığını söylese de Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) politikacıları, Ruhs’un sağ görüşlü olduğu gerekçesiyle işten atıldığını ileri sürdü. Bavyera eyaletinin Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partili Başbakanı Markus Söder, NDR’yi eleştirdi; Ruhs’un sağ görüşlü olduğu için işten atıldığını söyledi. Schleswig Holstein eyaletinin Hristiyan Demokrat Partili (CDU) Başbakanı Daniel Günther de Ruhs’un işten atılmasını eleştirdi. Sol Partinin (Die Linke) Federal Meclis Grup Başkanı Heide Reichinnek de beklenmedik bir biçimde Ruhs’un atılmasını yanlış bulduğunu söyledi.

NDR Müdürü Hendrik Lüneborg ise Ruhs’un muhafazakar görüşleri sebebiyle değil, gazetecilik açısından yetersiz olduğu için NDR ile çalışmasına son verildiğini bildirdi. Bununla birlikte konunun kamuoyuna aktarılmasında hata yaptıklarını söyledi.

Alman Gazeteciler Birliği (DJV), NDR’ye sahip çıkarak, Hristiyan Birlik Partilerini konuyu abartmakla suçladı; “NDR’nin iç işlerine karışmayın” çağrısı yaptı. DJV Başkanı Mike Beuter, Ruhs’un işten atılmadığını BR’de çalışmaya devam ettiğini hatırlattı.

Deutschlandfunk radyosunda Kathrin Kühn de NDR’ye yönelik eleştiriler ile gazeteciler için solcu, sağcı nitelemelerinin kullanılmasını yanlış bulduğunu yazdı. “Basın........

© Evrensel